Tanklarla, helikopterlerle, savaş uçaklarıyla büyük bir vahşeti yaşadı Türkiye 15 Temmuz’da.
Ama milletimiz, FETÖ üyesi hain darbe girişimcilerinin vahşetine ‘dur’ demesini bildi!
Ve yüzlerce şehit ve bini aşkın yaralı pahasına demokrasimiz güvence altına alındı.
Demokrasi ve milli iradeye sahip çıkan kurum ve kuruluşların dik duruşuyla…
Tam temizliğin en kısa sürede gerçekleşerek tehdidin sıfırlanması sağlanacaktır!
Peki ya Bursa’daki durum?
İlklerin yaşandığı Bursa özelinde de nasıl büyük bir tehlikeyi atlattığımızı ilk ağızdan dinleme fırsatı bulduk.
“15 Temmuz’da kabus dolu bir gece yaşadık” diyen Vali İzzettin Küçük, basın mensuplarına verdiği yemekte…
Çarpıcı örneklerle darbe girişimcilerinin yarattığı acı tabloya ve risklere dikkat çekti.
Ama Vali Küçük’e göre milletin iradesi ve basının desteğiyle…
Güvenlik güçlerinin sağladığı kontrol, demokrasimizi büyük bir beladan kurtardı.
“Milletimiz gerçekten bir destan yazdı.
Medya çok güzel muhteşem bir performans sergilemiştir.
Bursa’daki bütün basın mensuplarına ayrı ayrı teşekkür ediyorum”.
Paralelci yapının hain darbe girişimine dönük ekonomi analizleri de öne çıktı!
Vali İzzettin Küçük, darbe girişimin başarılı olması durumunda…
Türkiye ekonomisinin onyıllarca geriye gideceğine dair çapıcı örnekler verdi.
15 Temmuz gecesine dair paylaşılan bir anıysa…
Yaratılan üretim riskini ve gösterilen direnci gözler önüne serdi!
“Darbe teşebbüsü gecesi Renault Genel Müdürü beni aradı.
‘Faaliyetimi durdurayım mı’ diye. ‘Yok’ dedim ‘devam et’.
Bursa’da hiçbir fabrikada üretim durmadı.
Büyük sanayi tesislerimiz üretime devam etti”.
Ülkede ekonomik, toplumsal ve siyasal mekanizmaların normal şekilde işlemeye başladığının altını çizen Vali İzzettin Küçük…
Vatandaşın ekonomik kaygı duymaması gerektiğini de vurguladı!
“Bundan sonra Türkiye’nin önü daha da açıktır.
Ekonomik göstergeler de onu gösteriyor. Herhangi bir yatırımda aksama yok”.
Haksız not darbesi
Ne yazık; demokrasinin kazandığı…
Milli iradenin öne çıktığı…
Ekonominin normal işleyişini sürdürdüğü Türkiye’ye haksız bir darbe dışarıdan geldi.
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye’nin notunu bir basamak düşürdü.
Çok aceleci ve net bir gerekçeye dayanmadan atılan bu adım…
Piyasalarımızda bir miktar hasar bıraktı!
Ama zaten Türkiye için ‘yatırım yapılabilir ülke statüsünü’ bile şimdiye kadar çok gören bu kuruluşun..
Objektif davranması pek beklenemezdi.
Diğer reytingcilerin daha önce açıkladıkları çekinceleri…
Ve özellikle Moody’s tarafından yöneltilen tehditlerin boyutu da akıl almaz seviyelerdeydi.
Bahane olarak gösterilen OHAL bağlamındaki demokratik ve ekonomik kaygılarsa…
Obejektiflikten uzak bir görünümde!
Ekonomiye çok özel hassasiyet
OHAL için Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek “Ekonomik özgürlükler, piyasaların işleyişi, genel yatırımların devamı anlamında maksimum hassasiyeti göstereceğiz.” derken…
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci “Üretim, ihracat ve iş dünyası olumsuz etkilenmeyecektir.
Bu karar reformlarımızı engellemeyecek, aksine daha da hızlandıracaktır” mesajını verdi.
Yani çok özel bir hassasiyet söz konusu!
Ayrıca Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın duyurduğu vergi ve prim yapılandırması da…
Ekonominin işleyişine olumlu yansıyacak bir gelişme.
Sözün özü: not derdinde olanların çırpınışları nafile!