Kişi başı gelir önemli bir karşılaştırma aracıdır.
Ülkeler mukayese edilir.
Büyümenin refah tarafı karşılaştırılır.
Yıllar içerisindeki değişimin verdiği işaretler analiz konusu olur.
Gelirin tuzaklara düşüp düşmediği mercek altındaki karşılaştırma alanları arasında yer alır.
Ancak, genelde dolarlı gelir rakamları makro ekonomi adına işe yarasa da!
Bireysel anlamda kamuoyunda sadece algısal etki yapmakta.
Çünkü milli gelirin bir bütün olarak bireylere doğrudan yani cepteki para olarak yansması söz konusu değil.
Ve elbette eşit bir dağılım olma olasılığı da sıfır!
Dolayısıyla kişi başı gelirin vatandaş açısından çok sembolik bir yanı var.
Yani milletin gelir vaziyetine biraz daha elle tutulur, daha somut fikir veren bir analizle bakmakta fayda var.
Bu anlamda TÜİK’in 2016 yılı gelir ve yaşam koşulları araştırmasına yansıyan…
Ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri rakamları en taze fırsatı veriyor.
Yani vatandaşın harcayabileceği dolayısıyla eline geçebilecek parayı kestiren bu çalışma… Bölgesel ve ortalama olsa da bir fikir veriyor.
Nasıl mı?
Türkiye’de 2016’nın dolar bazlı milli geliri 10 bin 807 dolar olarak kayıtlara geçmiş.
Yani kur değişkenlikleri olsa da 32 bin TL ortalama kişi başı gelir anlamını taşıyor bu veri.
Oysa fert başı kullanılabilir gelir 2016’da Türkiye ortalaması 19 bin 139 lira olarak hesaplanmış TÜİK tarafından.
Yani kabaca tüm unsurlarıyla hesaplanan kişi başı milli gelirin üçte ikisi harcamaya konu olma özelliğini taşımış!
Peki 2015‘e göre nasıl bir değişim var?
Yüzde 16 oranında bir artış söz konusu.
Ama enflasyonu arındırdığımızda artış hızı yarının da altına düşüyor!
Üstelik vatandaşın enflasyonu biraz daha yüksek TÜİK’in sepetine göre.
Gelirin dağılımı ise bir başka mesele.
Ankara, geçen yıl 26 bin 486 lirayla geliri en yüksek bölge olarak kayıtlara geçti.
Ve ikinci sıradaki İstanbul’a 445 lira fark attı.
İzmir ise 23 bin 612 lirayla üçüncülük koltuğundaydı.
Peki Bursa’nın durumu ne?
Ne yazık tek başına tam olarak bilemiyoruz!
Çünkü yukarıda saydığımız illerin aksine Bursa TÜİK tarafından tek başına değerlendirmeye alınmıyor.
BEBKA bölgesi olarak bilinen Bursa Eskişehir ve Bilecek birlikte açıklanıyor.
Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumundaki bir kentin…
Hiç olmazsa ekonomik verilerde bağımsız değerlendirilme ve açıklanma hakkı çok görülmemeli!
Artış hızı niye düşük?
Bu şanslı günü beklerken TR 41 adlı istatistiki bölgemizdeki durumun verdiği sinyallerle yetinelim.
2015’te Bursa Eskişehir ve Bilecik bölgesindeki ortalama kullanılabilir fert başına gelir 18 bin 472 lira seviyesindeydi.
TÜİK’in açıkladığı son verilere göre ise bu bölgede 2016’da harcanabilir gelir 20 bin 922 liraya yükselmiş.
Yani yüzde 13’lük bir artışla karşılaşıyoruz.
Demek ki; Türkiye ortalamasının altında bir gelir artışı var bölgemizde!
Oysa birçok istatistikte Bursa ülke genelinin üzerinde performans sergiliyor.
Bu tezat görüntünün nedenlerine baktığımızda elbette Eskişehir ve Bilecik’e ait verilerin ortalamayı düşürmesi gibi bir gerçeklik karşımıza çıkıyor.
Ama aynı zamanda Bursa’ya ait yüksek milli gelir katkısının yatırım ve üretim ağırlıklı olmasından kaynaklanan bir tezatlık var.
Yani Bursa’nın yarattığı gelir üretim döngüsünde daha fazla kalmakta!
Dolayısıyla yaratılan katma değer de harcanabilir alana birebir yansıma şansı bulamamakta.