Haftalarca ‘sabırla’ beklendi…
Acaba ‘Amerikan Merkez Bankası Fed ne diyecek‘ diye.
Fed nihayet baklayı ağzından çıkardı.
Peki sabrın sonu selamet mi oldu?
Bu soruya evet demek de hayır demek de pek kolay değil!
Neden mi?
Öncelikle tüm dünyayı ilgilendiren Fed’in açıklamaları yeni bir döneme işaret ediyor!
Yeni dönemin temel özelliğiyse…
Artık artık daha dalgalı ve oynak piyasa işlemlerine kapı açmış olması.
Nasıl?
ABD’nin planladığı ve tüm yatırım araçlarını etkileyecek olan faiz artışı konusunda…
Küresel tedirginlikleri dikkate alan “sabırlı” kelimesi beklendiği gibi Fed tutanaklarından çıkarıldı.
Ama Amerika’daki ekonomik gidişat ve dolardaki güçlenme Fed Başkanı Janet Yellen ve ekibinin hızlı ve güçlü bir faiz artışına gitmekten alıkoydu!
Çünkü…
Büyüme beklentileri üstelik önümüzdeki birkaç yılı kapsayan dönem için aşağı yönlü revize edilirken…
Kısmen güçlü dolara bağlanan ABD’nin ihracatta zayıflaması bile Fed’in açıklama metninde kendisine yer bulmuş vaziyette.
Enflasyon artış hızına dönük beklentiler de net ve güçlü bir görüntü çizmiyor.
İşte bu ana tablo Yellen’e ‘sabırlı’ ifadesini Fed tutanaklarındna çıkarırken ‘bu sabırlı olmayacağımız anlamına gelmiyor’ cümlesini söyletmiş!
Bu nedenle de faiz oranlarına dönük projeksiyonlarda da düşüşler kayıtlara geçmiş durumda.
Başkan Yellen’in dünyanın diğer bölgelerini de önemsediklerine dair ifadeleriyse ‘ağızlara bir parmak bal çalma’ niteliği taşımakta.
Sözün özü; yumuşak bir geçişle faiz artıma havasına girdi Amerikalılar.
Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilere sermaye akışını biraz da olsa rahatlatması bakımından olumlu olan tablo bu!
Nitekim Borsa İstanbul‘un dün 82 bin puan seviyesini aşması…
Bu iyimserliğin bir yansıması.
Doların saltanatı sürüyor
Ancak, faiz artışı haziran yerine eylül… Ya da haziranda küçük adımlarla da olsa artık kesinlikle masaya gelmiş oldu!
Yani her ne kadar Fed ‘aceleci olmayacağız’ mesajını vermiş gibi görünse de… Verilere bağlı olarak hareket edileceğini vurgulamasıyla çok oynak bir döneme girdik.
Üstelik güçlü dolar istenmemesine karşın yine de doların değerlenmeye devam edeceği bir atmosferin olması…
Piyasaları dalgalanmalara daha da açık hale getiridi.
Euro’nun da TL’nin de kısa süren yükselişlerinin yerini değer kaybına bırakması da bu atmosferin bir yansıması.
Çünkü, her ekonominin kendine özgü sıkıntıları sürüyor. Kolayca da çözülmeyecek!
Yani doların saltanatı biraz zayıflasa da hala gündemde.
Türkiye açısından Fed’in kararları az da olsa nefes alma fırsatı yaratmış durumda.
MB’nin faiz indirimi için eline geçen bu son opsiyonu nasıl kullanacağı ise merak konusu!
GSS fırsatı kaçmak üzere
31 Mart’a sayılı günler kaldı.
Ancak bu tarihte dolacak yapılandırma başvuru süresinin sağlıklı kullanıldığı söylenemez.
Türkiye genelinde 7 milyon kişinin Genel Sağlık Sigortası prim borcu bulunuyor.
Ve torba kanunla gelen fırsat…
Mart sonuna kadar gelir testi yaptıranların SGK’ya başvurmaları halinde bu borçlarının ya silinmesini…
Ya da çok uygun seviyelere inmesini sağlamakta!
Ancak, şimdiye kadar sadece 195 bin başvurunun yapılmış olması…
Hem ilgisizliğin hem de bilgisizliğin bir sonucu.
Borcu olduğu bilmeyenler olduğu gibi çeşitli nedenlerle de bu fırsatı tepmek üzere olanlar var!
Yoksa başvurular dipte kalmazdı…
Neyse ki Bursa’da af kapsamında olanların yüzde 50’si gelir testi yaptırım yapılandırma başvurusunda bulunmuş.
Ancak, daha onbinlerce kişi bu fırsatı kullanmış değil!
Dolayısıyla bir an önce kaymakamlıklara gelir testi için başvurmakta fayda var.