Süper Lig’de sezon yine fırtına gibi başladı!
Tabii ki futbol keyfinin yarattığı fırtına değil, ‘büyük’lerin birbirlerine salvolarıyla kopardıkları fırtına bu.
Birbirlerine sataşmakla yaşanan başarısızlıkları, transferde yapılan hataları, ekonomik batağı örtmeyi alışkanlık haline getiren efendiler son iki sezondur iyice gemi azıya aldı.
Öyle ki sezon başlamadan transfer çalımlarıyla başlayan savaş, geçmiş sezonların zirvesi diyebileceğimiz noktaya daha 2. haftada ulaştı.
Hepsinin hedefi Türkiye Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu’nu baskı altına alıp, yarışta kendilerine avantaj sağlamak.
Kazanan takım da ‘Ey hakemler’ diye bağırıyor, sahada tek bir pozisyon bile üretemeden maç kaybeden de. Erkenden öne geçip farkı artıramadığı için maçın sonunda VAR’a yakalanan da şikâyetçi, rahat rahat kazanan da.
Hatta kendi maçlarından çok rakiplerinin maçlarını bir fanatik edasıyla takip eder oldular.
‘VAR’LIĞI BİR DERT YOKLUĞU YARA!
Tabii kalitesi her geçen gün dibe batan hakemlerin de bunda katkısı az değil.
Tartışmaları, haksızlıkları, hataları en aza indirsin diye getirilen VAR sistemi Türkiye’deki yangına adeta körük oldu.
Eskiden yapılan hataları ‘hakem de hata yapar, görmemiştir’ diyerek eninde sonunda bir noktada kabullenenler, şimdi ‘Hadi hakem kaçırdı onu anladık da, VAR nasıl müdahale etmiyor’ diyerek iyice kafayı sıyırıyor.
Gerçi taraftarlarını bunlarla oyalamak işlerine gelmiyor da değil.
VAR protokolünü bir türlü oturtamayan MHK, her hafta gelen tepkilere göre yeni yeni yorumlar getirince eskiden hakemlerin yeterliliğini tartışanlar, şimdi tarafsızlığını sorgular oldu.
Bu da kaosu daha da büyütmekten başka bir işe yaramıyor tabii.
TFF ise gelen baskılardan kurtulabilmek için çırpındıkça batağa daha da saplanıyor.
Geçen sezon dijital atama getirdiler, yetmedi VAR kayıtlarını yayınladılar. Hiçbiri sonuç vermeyince sürekli MHK değiştirir oldular.
YETERLİLİĞİ SORGULAYAN YOK
Ama nedense hakemlerin yetersizliğini sorgulayan yok.
Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus gibi isimler emekliye ayrılırken ‘İyi oldu, bir temizlik şarttı zaten’ diyenler şimdi onları arar oldu.
Hakem seçerken ana kriter hakem kalitesi olacağına, yabancı dil olursa biz bu girdapta daha çok debeleniriz.
Yani aslında hakemlikte de en büyük eksiğimiz altyapıda.
Nasıl ki altyapıdan futbolcu yetiştirmeyi başaramadıkça kulüplerimiz bataktan kurtulamazsa, hakem yetiştirecek bir sistem kurulmadıkça MHK’lar da kalıcı olamaz!
Aman boşverin gitsin ya…
Her şeyi düzgün yapsak, kulüpleri yönetenler yetersizliklerini nasıl saklayacaklar!