Sinan Bür başkanlığındaki Bursaspor yönetimi camiayı yeniden ayağa kaldırmak için bir gayret içine girdi.
Bu gayret karşısında camiada da bir kıpırdanma olduğu görülüyor.
Ufak da olsa maddi destek bulmaya başlayan yönetim, 7 maçlık indirimli kombine çıkararak Bursaspor’un son dönemdeki en büyük eksiği olan küskün taraftarı yeniden tribüne çekmek için de önemli bir adım attı.
Zannediyorum ki bugünkü maçla birlikte bu çaba tribünlerde de karşılığını bulmaya başlayacaktır. Bulmalı da.
Çünkü Türkiye’nin en özel taraftar grubuna sahip olan yeşil beyazlı kulübün bu desteğe her zamankinden çok ihtiyacı var.
Bu yüzden cumartesi mesai saatinde de olsa tribünler dolmalı ve son düdüğe kadar öfkelenmeden, umutsuzluğa kapılmadan sahadaki genç yüreklere amasız, fakatsız, koşulsuz destek verilmeli.
Çünkü düşeceksek de ligde kalacaksak da bu çocuklarla olacak bu iş.
Bu çocuklar için “Yeterli değiller, henüz yeterince olgunlaşmamışlar” diyebiliriz belki ama asla “Mücadeleden kaçıyorlar” diyemeyiz.
Gördük ki Altınordu karşısında da son dakikada çok önemli bir fırsatı heba edip sahadan boynu bükük ayrıldılar, ancak son ana kadar golü kovaladılar, savaştılar.
Olmadı…
Ama mutlaka olacak!
Elimizdeki malzeme bu.
Sevsek de bu, sevmesek de.
Mühim olan bu dönemde, son saniyede goller de kaçsa şöyle bir yutkunup “Haydi” diyebilmek.
İçimiz kan ağlasa da takımı alkışlayabilmek!
Ancak o zaman bir umudumuz olabilir.
Camia bu çocuklara omuz verirse o zaman bir şeyler başarabilme şansları olur.
Ama, elini takımın üzerinden çekerse pamuk ipliğine bağlı son daha sezon bitmeden gelir bizi bulur.
‘Diriliş’ dedi ya Sinan Başkan, hadi artık bugün başlasın!