Bursaspor kolayı zora çevirdiği maçta Artvin Hopaspor’u 2-1 yenerek en yakın rakibiyle puan farkını 9 çıkarmayı başardı.
Özellikle ilkyarıda bir dünya pozisyon bulan yeşil beyazlılar, 3 kez de direklere takıldığı mücadeleyi 90’da attığı golle zar zor kazanabildi.
Kabul bu lig tamamen sonuç odaklı, ancak gömlek gömlek üstün olduğu bir rakip karşısında bu şekilde kazanmak düşündürücü.
Bursaspor attığı 27 golle ligin en golcü 3. takımı konumunda. Yeşil beyazlıları bu konuda geçebilen sadece 4. Grup’ta 31 gol atan Orduspor 1967 ve 30 gol kaydeden Sebat Gençlik. Ancak gariptir ki Timsah oynadığı 13 maçın hiçbirinde ilk 45 dakikaya 2 gol sığdıramadı.
Hal böyle olunca maçı koparamayan yeşil beyazlılar, kendi oyun kimliğinden uzaklaşıyor.
Şu ana kadar maçların ilk 30 dakikasında 6 gol atabilen Bursaspor, 30’la 60 arasında 5, son yarım saatte ise tam 13 kez rakip fileleri havalandırmayı başarmış.
Bu istatistiğe iki pencereden bakabiliriz. Birincisi Timsah sonuna kadar galibiyeti kovalıyor çıkarımı, diğeri ise maçı koparamadığı zaman gol yememe adına durağan bir dönem geçiriyor ve maçın önemli bir bölümünü çöpe atıyor.
Aslında istatistik dışında oyuna baktığımızda da her iki durumu sahada görüyoruz. Evet Bursaspor son dakikaya kadar gol aramayı sürdürüyor, ancak ilk gol sonrasında önemli bir durağanlığa da bürünüyor.
Ben bunda ligin 13 haftalık bölümünü adeta 1,5 forvetle geçirmiş olmanın önemli bir etkisi olduğunu düşünüyorum.
Timsah’ın 3 santrforundan Mücahit Can Akçay, 11 maçta 772 dakika sahada kalırken, 4 gol atabildi. Sakatlıklardan kurtulamayan Muhammet Demir de 6 maçta 264 dakika süre alırken rakip fileleri sadece 1 kez havalandırabildi.
Bel fıtığı nedeniyle 7 ay sahalardan uzak kalan Tahir Babaoğlu’nu ise ligde sadece 10 dakika görebildik.
Kabul etmek gerekir ki şampiyonluğa koşan bir ekip için santrfor performansı çok yetersiz.
Bu kadro şampiyon olur ve olacak da…
Ancak (Allah göstermesin) olası bir sakatlıkta santrforsuz kalmamak için iyi bir isme ihtiyaç var.
Takımın kimyasına uyacak, oyun sıkıştığında sahaya sürülebilecek, hatta mümkünse Mücahit Can’ı kulübeye gönderecek, kaliteli bir forvet bulunabilirse çok iyi olur.
Batalla’nın bir kaç transfer istediğini duydum. Sanırım bunlardan biri 9 numara içindir.
Neyse biz şimdi ilkyarıyı ‘kaç puan farkla bitiririz’ diye düşünelim.
Derdimiz yok ya 🙂 dert aramayalım kendimize!
Şu ana kadar süreci mükemmel götüren Enes Başkan ve ekibi zaten gereğini yapacaktır.