Bursaspor’da devre arasına girilir girilmez ortaya çıkan ‘Batalla krizi’nin tatlıya bağlanmasıyla taşlar yine yerine oturdu. Bu konuyu küçük bir kaza olarak görüp yola devam etmekte fayda var.
Ben bugün ilk yarının bize gösterdiklerine bakmak istiyorum.
Bir kere neredeyse tamamı yeni oyunculardan kurulu bir takımın devre arasına 11 puan farkla lider girmesi gerçekten takdir edilmeli.
Takım içerisinden beni pozitif anlamda en çok şaşırtan Ahmet İlhan Özek oldu. Kaptan transfer edildiğinde elbette belli bir fikrimiz ve beklentimiz vardı, ancak 36 yaşındaki bir futbolcunun ligdeki 15 maçın tamamında forma giymesi ve 9 gol 2 asist üretmesi ekstra bir özveriyi gösteriyor. Belli ki yıllardır hayalini kurduğu takıma kavuşmuş. Attığı-attırdıkları bir yana asla mücadeleden kaçmayan yapısıyla takımına gerçek anlamda liderlik yaptı kaptan.
Transfer dönemine daha girmeden ‘Takıma mutlak katılmalı’ dediğim İlhan Depe ile bunca yıldır yollarımızın kesişmemesi ise gerçekten şaşırtıcı.
4 gol, 5 asistle alt yapısından yetiştiği Bursaspor’a ciddi bir katkı veren İlhan, takımda öne çıkan isimlerden olmayı başardı.
Bursaspor’dan önce hiç izlemediğim Yiğitali Bayrak da takımın en önemli parçalarından olmayı başardı. Onun Bursaspor adına ne denli önemli olduğunu anlamak için, Karşıyaka maçının ilk yarısı ve ikinci yarısı arasındaki farka bakmak bile yeterli. Gerçekten oyunun beyni. Umut ediyorum ki Batalla genç kontenjanı nedeniyle 1-2 maçta yanına çektiği Yiğitali’den bir daha vazgeçmez. Takım içinde onun yerini dolduracak bir isim en azından şimdilik yok.
Takıma sezon başında katılan hemen her isimden çok ciddi bir katkı almayı başardı Bursaspor. Bu da yönetimin transferde çok doğru işler yaptığını gösteriyor.
FORVETTE SIKINTI ÇEKTİK…
Ancak hayal kırıklığı da yok değil.
Başta Tahir Babaoğlu’nun sakatlığı.
Bu durum anladığımız kadarıyla yönetim için beklenmedik bir şey değil. Geçmişteki verileri sakatlığı olmasa çok şey vaat ediyor. Ancak ilk yarıyı neredeyse hiç oynamadan geçirdi. Umut ediyorum ki ligin kalan bölümünde takımdaki yerini almayı başarır. Ben tüm özverisine rağmen, Mücahit Can’ın santrfor bölgesini tam olarak doldurabildiğini düşünmüyorum. 34 gol atmış bir takımın forveti 5 golün üstüne çıkmalıydı. Tabii belki de bu yükü tek başına omuzlamak zorunda kalmasaydı daha yüksek bir katkı sunabilirdi.
Belki de en şaşalı görünen ancak durumu beni hiç şaşırtmayan transfer ise Muhammet Demir.
Sağlıklı bir şekilde sahada olduğu zaman kalitesi asla tartışılmaz.
Ama…
Sorun onu sağlıklı bir şekilde sahada görme ihtimalimizin çok da kuvvetli olmayışı.
Geçen sezon geçirdiği ağır sakatlıklar nedeniyle sadece 109 dakika forma giyebilmiş bir oyuncudan bahsediyoruz.
Bursaspor’la ligin ilk yarısında toplam 276 dakika sahaya çıkabildi. Yani forma giydiği 7 maçta toplasan 3 maç oyunda kalmış. Kendisinden kalan bölümde de pek bir beklentim olmadığını belirteyim. Umarım beni yanıltır.
Dediğim gibi kalitesi tartışılmaz, ancak sahada geçmişin oynamıyor.
Bir de merak ettiğimiz performans vardı: Batalla.
15 maç, 12 galibiyet, 3 beraberlik, atılan 34, yenilen 4 gol ve 39 puan.
Bir teknik direktörden daha fazlasını bekler miydik!
Şunu da dip not olarak ekleyelim; sadece 6 puan kaybeden Bursaspor, ikinci devrede 18 puan dahi kaybetse elini kolunu sallaya sallaya şampiyon olur!