Bursaspor neredeyse hayati önem taşıyan bir maçı kazandı dün akşam Bursa Atatürk Stadı’nda…
Berabere bile kalsak alt sıralara demir atacak, kazanırsak da üst sıralar için umutlanacağımız bir karşılaşma oynadık Eskişehirspor‘la.
İyisiyle kötüsüyle bu galibiyet bize ilaç gibi geldi desek yeri var.
Aldığımız sadece 3 puandı. Ama akıllarda çok şey kaldı.
Futbol anlamında umutlarımızı yine ilerleyen haftalara bıraktık.
Aslında insanları çileden çıkaran ligin kötü takımlarından Eskişehirspor karşısında bile sergilenemeyen futbolsuzluktu.
Çünkü herkesin aklında geçtiğimiz sezon oynanan futbol ve yeni transferlerden beklenen maksimum performans var.
Eskişehirspor karşısıda da süren kötü futbolun nedenleri vardı.
Bunlar maç öncesi aşırı yağış, Ertuğrul Hoca’nın kadro seçimi ve yeşil beyazlı taraftarın patlamaya hazır bomba gibi karşılaşmayı izlemesiydi.
Yani sinirler gergindi.
Ben takımın en iyi oyuncularından Sercan Yıldırım’ın niye 18’e giremediğini ve Isaac Cuenca’nın haftalardır niye oynatılmadığını da anlam veremiyorum.
Her iki oyuncunun da kulübede olması gerekiyor.
Bence bu kadar kötü oynayan Jorquera ve ve topu ayağında tutmakta zorlanan Filipe Josue’ye tahammül etmenin de anlamı yok.
Sağlam, pas kalitesini artırırım diye düşünüyor ama yine yeterli olmadı.
Kaygan zeminde onlarda kaybolup gittiler.
Birde Balazs Dzsudzsak var. Bu takımın yıldızıysa bu tip maçlarda sorumluluk almayacaksa ne zaman alacak.
Şut yok, adam geçme yok.
Kendisine yakışmayan bir görüntü sergiliyor.
Taraftarın son dakikalara doğru hem yönetimi hem de Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam’ı istifaya davet etmesi bence takımı ateşledi.
Sahaya olumlu yansıdığını düşünüyorum.
70. dakikadan sonra gelen küfürsüz protestolar sonrasında takım arka arkaya 2 gol buldu.
Maçın iyileri arasında Faty, Serdar Aziz ve Dany‘yi sayabiliriz.