Menajer Ali Bilecan’a hak edişinden doğan alacaklarıyla ilgili verilen çeklerin tarihlerine dikkat…
Yaklaşık 2 sezondur Bursaspor’a gelen bir çok yabancı transferinde imzası olan Menajer Ali Bilecan sonunda ortaya çıktı…
Bakaye Traore ve Tom de Sutter’e kulüp bulması için aranan ancak ulaşılamayan Ali Bilecan, yeşil beyazlı kulübe getirdiği enkazların çeklerini nakite dönüştürmek için bu kez kapıyı kendisi çalmış…
Geçmiş dönemden 500 bin Euro’luk hak ediş karşılığı elinde 150 bin, 200 bin ve 150 bin Euro olmak üzere elinde 3 parça çek bulunan Bilecan’a bu konuda diyecek bir söz yok.
Adam transferi yapmış parasının da peşine düşmüş.
Ama ortada öyle ilginçlikler var ki, şaşırmamak elde değil.
Sorun ne mi kendisine verilen çeklerin tarihleri.
Geçmiş yönetim, 150 bin Euro’luk ilk taksit tarihini 31 Mart (dün), 200 bin Euro’luk ikinci taksidi 1 Nisan yani bugüne ve 150 bin Euro’luk son taksidi ise 30 Nisan’a keşmiş.
Bari 3’nü tek çekte kesseydiniz de böyle komik bir durum yaşanmasaydı.
Bırakın Bursaspor’u bugün Barcelona olsanız 1 gün arayla çek kesmezsiniz.
Sanki kulübün para akışı her gün 1 milyon TL gibi hareket edilmiş.
Gelir yok gider çokken bunları yapmak biraz garip kaçtı.
Çekler kesilince herhalde akıl tutulması yaşandı.
İnanılır gibi değil.
Allah’tan Ali Bilecan bu yoklukta yönetimle anlamış da 150 bin Euro’yu alıp bugünkü 200 bin Euro’yu öteleme teklifini kabul etmiş.
Sevinsek mi ağlasak mı vallah bilemedim.
Bir gariplik var
Bursaspor’da yapılan transferlerde diğer gariplik de şu; Bir oyuncu transfer ettiğinizde eğer 1 yıllık anlaşma yapıyorsanız menajerlik ücretini ona göre veriyorsunuz.
Ancak 3 yıllık transfer ettiğiniz bir oyuncunun parasını hemen vermek veya o yıl içinde ödemek saçmalığın ta kendisi.
Belki sistem böyle.
Ama futbolcu 3 yıllık parasını peşin mi alıyor da menajere 3 yıllık parası peşin veya o yıl içerisinde ödeniyor.
Belki oyuncu istenen performansı sergileyemeyecek, siz memnun kalmayıp göndermek isteyeceksiniz veya transfer teklifi alıp gidecek, peki biz hak etmediği 3 yıllık parayı neden veriyoruz.
Sizce de burada bir gariplik yok mu?