Daha öncede yazmıştım, Bursaspor`un be sezonki kadro kalitesinin çok iyi olduğunu…
Sezona Avrupa hezimetiyle başlasak da ligde sergilenen tempolu oyun herkesin beğenisini kazanıyor aslında.
Sezon başı kampını sağlıklı yapamasak da ilk 5 haftada sergilenen oyun sonMersin İdmaryurdu maçı hariç bende iyi bir izlenim bıraktı.
Teknik Direktör Şenol Güneş`in gelmesiyle birlikte bu sezon oyunculardakikazanma hırsını gözlemleyebiliyoruz.
Dikkat ediyorsanız yeşil beyazlı oyuncular en ufak faul hareketinde bile gergin ve agresifler.
Sinirler o kadar gergin ki, pas veremedikleri-alamadıkları anda bile bazen kendi aralarında kavga edecek gibi duruyorlar.
Bunun tek nedeni var o da kazanma isteği-arzusu, yenilgiyi hazmedememe.
Bu aslında iyi bir şey.
Bunlar olunca hakemle, rakip takım oyuncularıyla ve bazen kendi aralarında da küçük çaplı sıkıntılar olabiliyor.
Ben mesela hakemle rakiple uğraşan oyunculara kızmıyorum. Hatta hoşuma da gitmiyor değil.
Buna Volkan Şen, Belluschi, Serdar Aziz, Civelli, Fernandao ve Josue`de dahil.
Bu tip hareketler her zaman baskı unsurudur.
Çünkü, büyük takım oyuncusuysan biraz farkın olmalı. Oyunu ateşlemek hakemi baskı altına almak için bunlar yapılabilir.
Hatırlayın geçtiğimiz sezon süt dökmüş kedi gibiydi takım.
Hiç unutmuyorum ligde Galatasaray`dan deplasmanda 6 tane yemişsiniz, ne hakeme ihtiraz var, ne rakip oyuncuya.
Hatta hatta Felipe Melo`nun 6-0`dan sonra Bursaspor ceza sahası içinde oyuncularımızın üzerineyürüdüğünü hatırlıyorum.
Buradan kimse yanlış anlamasın; gereksiz, bilerek, art niyetle yapılan tepkilere bende karşıyım.
Gidip de rakip takım taraftarını gaza getirecek hareketler yapın da demiyoruz. O formanın altındaçirkefleşmeden yeşil beyazlı renkleri temsil edin diyorum.
Bu sezon takımda durum biraz farklı.
Yıldız oyuncuların çokluğuyla birlikte takımdaşlık duygusu arttı.
Ancak;
Oynayan oynamayana, oynamayan oynayana küsmez, gruplaşma çıkarmaz, yeni eski ayrı yapmazsa, araya nifak sokmazsa başarı otomatikman gelecektir.
Yeter ki başarıya inanın.