Olay Gazetesi Bursa

Geleceği kurtarmak!

Türk futbolunu yönete(meye)nler günü kurtarmayı düşünmekten başka bir şey yapmadığı gibi popülist yaklaşımlarıyla da kulüpleri adeta uçuruma götürüyor.   Passolig uygulamasıyla taraftarı tribünden kaçıranlar, cezalar kişilere verilecek deyip, özellikle Bursaspor`un canını yakmaya devam edenler, kulüplerin borç batağına sürüklenmesine göz yumanlar ve adaleti sadece bir kaç takıma sağlamaya çalışanlarla bu işin yürümeyeceği gün gibi ortada.   […]

Türk futbolunu yönete(meye)nler günü kurtarmayı düşünmekten başka bir şey yapmadığı gibi popülist yaklaşımlarıyla da kulüpleri adeta uçuruma götürüyor.
 
Passolig uygulamasıyla taraftarı tribünden kaçıranlar, cezalar kişilere verilecek deyip, özellikle Bursaspor`un canını yakmaya devam edenler, kulüplerin borç batağına sürüklenmesine göz yumanlar ve adaleti sadece bir kaç takıma sağlamaya çalışanlarla bu işin yürümeyeceği gün gibi ortada.
 
Sezon başında Mali Fair Play`e uymadıkları için ulusal lisans alma konusunda sıkıntı yaşayan onlarca kulübe verilmesi gereken lige eksi puanla başlama cezasını Yıldırım Demirören başkanlığındaki TFF yönetimi ortadan kaldırmıştı. Bu yetmezmiş gibi yayıncı kuruluş Digitürk`ün Süper Lig kulüplerine olan 65 milyon TL`lik borcunu da vazifesi olmamasına rağmen TFF`nin kasasındaki 115 milyon liradan ödemişti.
 
Daha önceki gün PTT 1.Lig kulüp başkanlarıyla birlikte Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç`ı ziyaret eden Demirören, “Türk futbolunun problemlerinin başında kulüp borçları geriyor. Federasyon olarak elimizden geldiğince kulüplere destek olmaya çalışıyoruz ama gücümüz bir yere kadar yetiyor. Borçların yapılandırılması lazım” açıklamalarında bulunmuş, taraftarların maçlara ilgisizliğini, “İstemediğimiz seyirciler maça gelmiyor” ifadelerini yorumlamıştı.
 
Bu kafayla 1-2 yıla kalmaz Türk futbolu duvara toslar sonrada “Biz nerede yanlış yaptık” der dururuz.
 
Futbolumuz ve kulüplerimizin bugünkü durumunu, şikenin üstünün örtülmesi, TFF ve kurullarının yarattıkları adaletsizlikler, hakemlerin takım kayırmaya ve fahiş hatalar yapmaya devam etmesi, Kulüpler Birliği`nin etkisizliği, kulüpler yasasının bir türlü çıkmaması, kulüplerin bataklığa sürüklenmesine göz yumulması,taraftarlara potansiyel suçlu gözüyle bakılması gibi daha bir çok etken sayabiliriz.
 
Dünya`nın en prestijli liglerinden İspanya`da La Liga`da artık her isteyenin kulüp başkanı olamayacağını, başkan olmak isteyenlerden kulübün toplam değerinin yüzde 15`ine denk gelen miktarı kendi cebinden bankaya teminat olarak yatırılması isteneceğini, başkan, kulüpteki görev süresi bittiğinde çıkarılacak mali tabloda takım zarara uğratılmış ise bu miktar bankadaki teminattan tahsil edileceğini biliyormusunuz.
 
Ülkemizde her isteyenin kulüplere başkan ve yönetici olabilmesi, kasada parası yokken transfere milyon Eurolar harcanması, yaratılan borç yükünden kimsenin sorumlu olmaması felaketi hazırlıyor.
 
Yarın çok geç olmadan yapısal reformlar hayata geçirilmeli, futbolu, futbolun içinden gelenler yönetmeli, kurallar da tüm kulüpler için eşit uygulanmalı.
 
 
TFF`nin eseri
 
 
Bursaspor yarın Kasımpaşaspor ile zirve yarışındaki geleceğini belirleme açısından çok kritik bir maç oynayacak. Kişisel öngörüm hücum futbolunu seven iki takımın mücadelesi nefes kesecek. Ancak tribünlerde taraftar ne yazık ki TFF`nin saçma sapan uygulamaları yüzünden parmakla sayılacak kadar az olacak. TFF`ye tepkili olan taraftar maç bileti dahi almıyor artık. Şenol Güneş dün de muhteşem saptamalarda bulundu; “Bu gidişle Türkiye`de 5-10 yıl sonra Türk futbolu olmayacak.”
Gerisini siz düşünün artık…