1-1 sona eren maçın ardından OLAY TV canlı yayınına giderken, babalarıyla birlikte evlerinin yolunu tutan 10-12 yaşlarındaki iki çocuğun “Bursaspor sen çok yaşa canım feda olsun sana” diye tezahürat yapıp ellerindeki kaşkolları sallaya salyaya Timsah Arena’dan ayrılmalarına tanıklık ettim. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi?
Dün akşamki beraberliğe en çok stadyuma gelen 35 bini aşkın Bursaspor taraftarı ve özellikle o küçük çocuklar için sevirdim.
Bu şehir Bursaspor ile yaşıyor. Gönlümüzden geçen elbette galibiyetti ama dün akşam yenilmemek de önemliydi.
Alınan bir puan takımın taraftarıyla yeniden bütünleşmesinde önemli rol oynayacaktır.
Önümüzdeki haftalarda daha mücadeleci, daha arzulu futbol oynayan bir Bursaspor göreceğimizi düşünüyorum.
Bursaspor’daki görevinin 11. gününde Fenerbahçe karşısında sınav veren Mutlu Topçu’yu saha kenarında çok heyecanlı gördük. O da futbolcularıyla adeta maçı yaşıyordu. Umarım futbol şansı hep yanında olur.
İsmail’in cezalı oluşu, Merter’in erken sakatlığı, Halil Umut Meler’in Fenerbahçe’ye kol kanat gerip Bursasporlu oyunculara kartlarını kolay çıkarması, faullerde çifte standart uygulaması, 22’de yenen penaltı golü, 43’te Boban Jovic’in kırmızı kartla atılması Timsah’ın başına gelebilecek en kötü şeylerdi.
Buna rağmen ikinci devrede tribünlerden gelen destek ile ayakta kalan ve özellikle son dakikalarda Ertuğrul’un sağdan bindirmeleri ve Sercan’ın kısa süreli de olsa oyunu hareketlendirmesiyle rakip kalede gol arayan Bursaspor, Pablo Martin Batalla’nın 88’de kazanılan penaltıyı gole çevirmesiyle 4 haftalık yenilgi serisini sonlandırıp taraftarına hiç olmazsa teselli verdi.
Bu beraberlik takımın özgüvenini geri getirme anlamına ilaç gibi gelecektir.
Kayseri deplasmanında Boban Jovic ve Aziz sarı kart cezası nedeniyle oynayamayacak. İyi bir maç çıkaran Ertuğrul sağbeke ilaç olacaktır. Onur Atasayar da umarım gelen bu şansı iyi kullanır.