Bursaspor gerçekten her geçen gün bambaşka bir kimliğe bürünüyor.
Hep söylüyoruz; Fransız teknik adam Paul Le Guen yeşil beyazlı takım, kulüp ve şehir için büyük şans oldu.
Ligde 5, kupada bir maç geridi kaldı, oynayan, oynamayan, yedek bekleyen tüm oyuncularını çok iyi motive ediyor.
Dün akşamki Tarsus İdman Yurdu kupa maçında bir kez daha gördük.
Bu takım artık yedekleriyle bile keyif veriyor. Rakip belki 3. Lig takımı olabilir ama hafife almadan ciddiyeti elden bırakmadan sergilenen oyun ve atılan goller tribünleri fazlasıyla coşturmaya yetti.
Bursaspor gerçekten çok mütevazi ancak bir o kadar karizmatik ve saygıyı hak eden teknik adama sahip.
Kendisine tribünde açılan pankart ve yapılan sevgi gösterilerine rağmen Mösyö “Bana değil, oyuncularıma destek olun, onlara sahip çıkın” diyerek alçak gönüllüğünü gösterdi.
Titi-Ekong ikilisinin dışında 9 yedek oyuncuyla Tarsus karşısına çıkan Bursaspor maç başlar başlamaz attığı iki golle rakibin başını döndürdü. İlk iki golde Deniz ile Jorquera’nın birbirlerine asistleri kadar Furkan Soyalp’in katkısıda güzeldi. Penaltı atışında kalecinin köşeye giden topunu çıkarmasına rağmen Furkan futbolunu böyle geliştirmeye devam etmesi halinde kadroda her zaman kendine yer bulacaktır.
Yusuf Erdoğan’ın kanatta etkili bindirmeler ve ortalar yapması, Deniz Yılmaz’ın attığı ikinci golünün ardından formasındaki armayı öpmesi, Sinan Bakış’ın son 10 dakika oyuna girip şık bir gol kaydetmesi gecenin güzellikleri arasındaydı.
Tabi birde kale arkası tribününe giden topu vermek istemeyen minik bir taraftarın gözlaşlarına boğulması, taraftarların araya girmesiyle gözyaşlarının sevince dönüşmesini atlamayalım. O minik taraftar evine götürdüğü o topla kimbilir ne hayaller kuracaktır? Belki bir gün o da ağabeyleri gibi Timsah yuvasında fileleri sarsacaktır.
Geç saatlerde olmasına rağmen stadyuma çocuklarıyla gelen taraftarı da kutlayalım.
Bursaspor ailesi her geçen gün gelişerek büyüyor.
Güzel futbol ve gollerin devam etmesi dileğiyle…