Perşembe günü tüm ülke olarak adeta nefesimizi tuttuk, UEFA’nın Nyon’daki EURO 2024 evsahipliği için yaptığı oylamanın sonucunu bekledik…
Şunu baştan belirtelim tam anlamıyla büyük hayal kırıklığı yaşadık…
Hem ülkemiz adına hem de Bursa adına…
Oysa ki ne de umutluyduk…
Ön yargılardan sıyrılıp bu kez olacak galiba diye sabırsızlıkla sonucu bekliyorduk.
Hatta Alman kamuoyunun pek isteksiz oluşu (veya öyle gösterilmesi), hafta sonundaki maçlarda yapılan protestolar bir anda Avrupa Şampiyonası’nın Türkiye’de olma ihtimalini güçlendirmişti.
TFF’ye yakın kaynaklardan Türkiye’nin 8 oyunun garanti olduğu, bir oya daha ihtiyaç duyulduğu bilgisi gelmişken, skorun 12-4 Almanya lehine açıklanması tam bir hayal kırıklığı oldu.
Yeri gelmişken, Alman gazetesi Bild’in oylamanın olduğu günkü yayınında hem de tek tek kimlerin vereceğini belirterek Almanya’nın oylamada 12-4 ile UERO 2024’ü kazanacağı duyurması tesadüf olmasa gerek.
Benim asıl takıldığım, UEFA Başkanı Aleksander Ceferin’in EURO 2024’ün neden Türkiye’ye verilmediğiyle ilgili olarak,
“Değerlendirme raporu sonucunda Türkiye’de düzenlemenin bazı riskleri vardı. Türkiye’nin insan hakları aksiyon planı eksikti. Otel kapasitesi limitliydi. Birçok şehir için bazı endişeler vardı. Prosedür şeffaftı. Oylama demokratik oldu. Her demokratik karar, haklı bir karardır. Söyleyebileceğim tek şey fantastik bir EURO2024 bekliyorum” açıklamasını yapmasıydı.
İnandık mı? Şahsen inanmadım…
Dönemin UEFA Başkanı Platini’nin alavere-dalaveresiyle finalde 7’ye karşı 6 yani sadece 1 oyla Fransa’ya kaptırdığımız UEFA 2016 öncesinden daha iyi şartlar mevcutken ortaya atılan bu bahanelerin elle tutulur yanı yok bence.
2010 yılında bitmiş bir stadyum dahi yoktu ve sadece projeleriyle aday olmuştuk. Bugün son model onlarca stat yapılmışken, konaklama ve ulaşım imkanları geliştirilmişken üretilen bahaneler kabul edilemez.
Elbette karşımızda ekonomisiyle, siyasetiyle, spordaki başarıları ve organizasyon düzenleme yeteneğiyle güçlü bir Almanya var. Bunu inkar edemeyiz.
Ne var ki daha önce 2 Olimpiyat, 2 Dünya Kupası ve 1 Avrupa şampiyonası düzenleyen bir ülkeye 6. büyük organizasyonu vermek bence kolaycılık oldu.
5 kez Olimpiyatları düzenlemeye aday olup kaybeden, 4. kez Avrupa Şampiyanası’na aday olan Türkiye’yi geri çevirmek umut kırıcı.
UEFA’nın bahane aramasına gerek yoktu.
İnsanların kafasında oluşan, “UEFA, Türkiye’den başka aday çıkmasa bile, o turnuvayı iptal eder yine bize vermez” düşüncesini değiştirmek artık kolay olmayacaktır.
Oysa ki ülke olarak EURO 2024’ü çok istiyorduk. Stadyumlarımızı yeniden elden geçirip, konukseverliğimizle bir türlü Türkleri içlerine sindiremeyen Avrupalılar’a unutamayacakları bir şampiyona izletebilirdik.
Bu şampiyona ülkemizdeki bir çok yapısal sorunun da giderilmesine katkı sağlayabilirdi.
Son olarak ülkemize oy veren Hollanda, Macaristan, Bulgaristan ve İspanya’ya teşekkür edelim.