Mucizevi bir şekilde gittiğimiz EURO 2016‘da İtalya‘nın yedeklerle çıktığı maçta İrlanda Cumhuriyeti‘ne 1-0 yenilmesiyle son 16 turunu kalma şansını kaçırdık. Ülke olarak bavulu toplayıp Fransa’yı terk ettik.
Gitmemizin başlı başına olay olduğu Avrupa Şampiyonası finallerinde milli takımda yaşananlar uzun süre konuşulacaktır.
Bir kez daha gördük ki ülke futbolu, hatta sporu olarak tepeden tırnağa kendimizi yenilemeli ve geliştirmeliyiz.
Parayla, gazla, entrikalarla bu işlerin çok yürümeyeceğini yine gördük. Bilime ve sistemli çalışmaya önem verenler bizim tabirimizle atı alıp Üsküdar’ı geçerken, arkalarından baka kalacağımız ve birbirimizi yiyeceğimiz gerçeğini artık kavramalıyız.
0-24 yaş grubunda 30 milyonu aşan genç nüfusla öğünmemize rağmen sporcu sayımızın 3,5 milyon civarında olması ne kadar acı.
Çocuklarımızın okul ile spor hayatını birlikte götürmesini sağlayacak sistemi oluşturmadıkça bu tablo değişmeyecektir. Ne yazık ki ülke olarak çocuklarımızı, geleceğimizi kendimiz harcıyoruz. Uzman eğitmenlerin yer aldığı donanımlı altyapılara sahip olmayan bir ülkenin takımlarından çıktığı her arenada adını en üst sıralara yazdırmasını beklemek hayalcilikten ödeye gitmeyecektir.
Yarınları kurtarmak için şimdiden adımlar atılmalı. Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Üniversiteler, Federasyonlar, Spor kulüpleri, antrenörler, beden eğitimi öğretmenleri ve medya temsilcilerinin aynı masa etrafında toplanıp Türk sporunu yeniden yapılandırmalı.
Eski tas eski hamam devam ettiği sürece daha çok büyük organizasyonlara katılmak için kesenin ağzını açar, mucizeler bekler, sonra da boynu bükük evimize geri döneriz.