Ateşkes öncesiydi: Suriye’de B planını ABD ortaya attı. Dışişleri Bakanı John Kerry silahlar susmaz, çatışmalar durmaz ve siyasi çözüm süreci

Suriye krizi diplomasinin de ayarını bozdu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Rusya’nın ateşkes süreciyle ilgili yaklaşımını samimi bulmadığını ileri

Teröristler dışında ateş kesilecek. Gerçekten kesilecek mi? Çok çelişkili bir durumla karşı karşıya “uluslararası toplum”. Her şeyden önce ateşkes anlaşmasına

Meğer ABD’nin Suriye için bir B planı varmış. O plan da Suriye’nin bölünmesiymiş. Artık gizlisi saklısı kalmadı. Öyle anlaşılıyor ki

Ve ateşkeste ABD ile Rusya arasında tarih belirlendi: 27 Şubat. Yani 5 gün sonra. 26 Şubat Cuma’yı 27 Şubat Cumartesi’ye

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Türkiye ile Rusya arasında Suriye nedeniyle savaş riski olduğunu söylemiş. Daha önce de Avrupa’da başka liderler,

Açıklama “tak” diye geldi. Akşam saatleriydi. Ankara’daki alçak saldırıyı üstlenen TAK oldu. TAK neydi? PKK’nın bir kolu olarak bilinen “Kürdistan

ABD ve Rusya, Suriye’de çatışmaların durdurulması için anlaşmaya varmışlardı. ABD ve Rusya anlaşmanın içinde ayrıca bir anlaşma daha yapmışlardı, o

ABD’nin Suriye’deki iç savaşa yönelik planının hedefi Esad’ın ve yönetiminin devrilmesiydi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Aradan geçen 5 yılda

Suudi Arabistan ve savaş denildiğinde Suriye’den önce akla Yemen geliyor. Çünkü Yemen, “Suudi askeriyyesinin” boyunun ölçüsünün alındığı yer. Nedir boyu?

Dünyaya verilen görüntü şöyle: Uluslararası Suriye Destek Grubu (16 devlet, BM, AB, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Örgütü) Münih’teki zirvede

ABD ile ilişkilerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son çıkışı kırılma noktası olabilir. O sert sözleri kısaca anımsayalım… “Ey Amerika! Size

Suudi Arabistan 150 bin askerle Suriye’deki kara savaşına müdahil olmak istediğinde ABD Savunma Bakanı Ashton Carter bundan memnuniyet duyacaklarını belirtmiş

Rusya’nın Sputnik’inden Amerika’nın Sesi’ne tüm haber sitelerinde dün en çok tıklanan haber başlığı buydu. Başlığa taşınan sözlerse Suriye İnsan Hakları

ABD, Kuzey Suriye’deki PYD/YPG’yi dünya kamuoyuna takdim ederken IŞİD’in başkenti sayılan Rakka’yı hedef göstermişti. Pentagon destekli YPG gücü Rakka’ya saldıracak

PYD konusunda iki ayrı açıklama… Birincisi şöyle: “PYD, [Cenevre’de] daha sonraki görüşmelerde asli bir taraf olarak yerini alacaktır.” İkincisinin de

Rusya’nın 24 Kasım’daki Türkiye hava sahasını ihlal olayı… Sonuç, bilindiği gibi büyük kriz! 20 Ocak’taki ikinci ihlal olayı… Tam tersine

Davos’ta yapılan konuşmalardan ya da yazılanlardan yansıyanlar oldu. Bunlar medyada yer aldığı kadarıyla biliniyor. Ama bir de, köşede kenarda kaldığı

Suriye’de barış için start verildi verilmesine ama bırakın görüşmelerin zorluğunu, tarafların masaya oturması/oturtulması da büyük dert. İşte Riyad heyeti… Türkiye,

Birincisi, Ortadoğu’da süregelen krizler… İkincisi, büyük sığınmacı sorunu… AB artık dayanamıyor ve dama diyor. Ekonomi ve güvenlik çıkmazda… Peki, ne

BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın açıklamasına göre ertelenen Cenevre görüşmeleri, eğer bir aksilik olmazsa, 29 Ocak’ta başlayacak. Mistura’nın

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Türkiye’deyken Dışişleri Bakanı John Kerry de Suudi Arabistan’daydı. İlgisi var mı? Olabilir. Kerry, Riyad’da hem

ABD, Suriye’de IŞİD’e karşı operasyonlarda NATO’nun devreye sokulmasını istiyor. Bu ciddi bir gelişme… Anlaşılan, öncülüğünü yaptığı koalisyon güçleri bölgeyi kontrol

Cenevre görüşmeleri öncesinde liste savaşı kıran kırana geçiyor: Masada, Suriye hükümetinin karşısına kimler oturtulacak? Muhalif gruplar arasında sorunlu olanlar var.