Olay Gazetesi Bursa

Ya Irak da Suriye’nin birliğine özenirse?

2011 yılıydı Suriye krizi patladığında… Esad yıkılacak diyorlardı. Ve aradaki 6 yıl, “Ha yıkıldı, ha yıkılacak” diyerek geçti. Ama tersi oldu. ABD ve müttefikleriyle, onların desteklediği terör örgütleri saldırdıkça Esad daha güçlü hale geldi. Bugünlerde artık (yetkiliyetkisiz) herkes, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin öneminden söz ediyor. Bu gelişmeye paralel olarak ABD’nin “Kuzey Suriye” projesinin […]

2011 yılıydı Suriye krizi patladığında… Esad yıkılacak diyorlardı.

Ve aradaki 6 yıl, “Ha yıkıldı, ha yıkılacak” diyerek geçti.

Ama tersi oldu. ABD ve müttefikleriyle, onların desteklediği terör örgütleri saldırdıkça Esad daha güçlü hale geldi.

Bugünlerde artık (yetkiliyetkisiz) herkes, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve ulusal birliğinin öneminden söz ediyor.

Bu gelişmeye paralel olarak ABD’nin “Kuzey Suriye” projesinin de zayıfladığı anlaşılıyor.

Belli ki, köprülerin altından çok su akmış.

Ve bu gidişle uluslararası toplum da bütünlüğünü korumayı başaran Şam yönetimiyle çaresiz el sıkışacaktır.

Kayıran, Irak’ı kayırsın…

Bağdat yönetimi de ulusal birlik, toprak bütünlüğü demeye başlarsa kuzeydeki Kürt yönetiminin hali nice olur?..

Barzani, “Devlet kuruyoruz, bağımsız devlet oluyoruz” gibi konuşmalar yapıyordu, yakın zamanda.

Tabii evdeki bulgurdan olmak da var, sonuçta…

Bir fırtına patlar, önünde ABD de duramaz!

Rusya ve ABD arasında “Halep” anlaşması

Rusya ve ABD anlaşıyor: Halep’ten çekilmeyi reddeden silahlı grupların tümüne terörist muamelesi yapılacak.

BM Güvenlik Konseyi’nde İspanya, Mısır ve Yeni Zelanda çatışmalara bir hafta ara verilmesini öneren bir karar tasarısı sundular.

Ne var ki Rusya bu girişimi reddetti. Rus tarafı, tasarının ABD’yle varılan anlaşmayı baltalamayı hedeflediğini öne sürdü.

Moskova ve Washington, Halep dosyasını artık kapatmak istiyorlar. Önümüzdeki günlerde bu konuda Cenevre’den olumlu haberler gelebilir. Lavrov ve Kerry beraberindeki heyetlerle birlikte anlaşmaya çok yaklaştılar.

Rusya, Halep’te kalacak olan silahlı gruplara yönelik Suriye ordusunun yapacağı operasyonlara destek vereceğini şimdiden ilan etti.

Fukuyama’dan bu kez “liberal dünyanın sonu”
 

“Tarihin Sonu”nu getiremeyen Francis Fukuyama, yıllar sonra yeniden ilginç bir çıkış yaparak liberal dünyanın sonunu getirmeye kalkıştı.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra “tarihin sonu” iddiasıyla liberal dünyanın zafer kazandığını savunan Fukuyama bu kez tezlerini tersine çevirdi. Tarihin akışı devam ediyordu, sonu gelen liberal dünyaydı. Fukuyama, bu yeni tezini piyasaya sürerken iddiasını neye dayandırdı? Onun aklını çelen ABD Başkanı seçilen Donald Trump’tı.

Trump, Amerika’daki işletmelerin önündeki vergi ve mevzuat yükünü “önemli ölçüde azaltmayı” planladığını vurgularken, “Ancak çalışanlarını işten çıkaran, başka bir ülkede yeni bir fabrika ya da tesis kuran, sonra da ürününü ABD’de satacağını düşünen şirketlerin yanılacağını” söylüyor.

Fukuyama, 20 Ocak 2017’de ABD Başkanlık koltuğuna oturacak olan Trump’ın korumacı ekonomi politikasının liberal dünyanın sonunu getireceğini ileri sürerek, “Trump’la birlikte 2. Dünya Savaşı sonrası dünya düzeni çökebilir” diyor.