Devlet ve ulus denilince yanına hemen “toprak bütünlüğü” ekleniyor.
Yani, devletler için toprak bütünlüğü önemli.
Ukrayna için de önemli tabii…
Almanya ve Fransa’nın Rusya’yla yaptığı barış görüşmeleri, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği temelinde gerçekleştiriliyor.
Ukrayna’nın doğusunu Ukrayna’dan ayırmadan ama ayrılıkçıların haklarını da teslim ederek, hatta özel statüyü tartışarak, ateşkes ve barış sağlanabilir.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önceki gün Moskova’da Kremlin Sarayı’nda 5 saat boyunca yaptıkları görüşmenin altyapısını toprak bütünlüğü ve egemenlik konuları oluşturdu.
Berlin, görüşmeyi “yapıcı” buldu. Merkel, Moskova dönüşü Münih Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada “Ukrayna krizinin askeri güçle çözülecek bir kriz olmadığını” bir kez daha yineledi.
Hollande ise umut vermekten kaçındı. Fransa Cumhurbaşkanı, Moskova ziyaretini “son şans” olarak değerlendirirken “Kalıcı barış sağlayamazsak savaş çıkabilir” diye konuştu.
BBC ise liderlerin tavrından barış planında anlaşma sağlandığına ilişkin işaretler alındığını duyurdu.
Merkel, Hollande ve Putin bugün telefon bağlantısıyla bir görüşme daha yapacaklar.
Merkel’in hedefi, Vladivostok’tan Lizbon’a, yani Uzakdoğu’dan Avrupa’nın Atlantik kıyılarına uzanan ‘Büyük Avrupa’yı yaratabilmek…
Ukrayna krizi barışçıl yoldan çözüme kavuşturulmadan bu projenin geliştirilmesi olanaksız…
Almanya Başbakanı yarın Washington’da Beyaz Saray’da olacak.
ABD Başkanı Barack Obama, Büyük Avrupa’yı hayal eden Almanya lideri Merkel’i bekliyor.
Yalnız, Amerika lideri de yeni ulusal güvenlik stratejisini açıkladı, tam da Merkel’in gelmesinden bir gün önce.
Strateji belgesinde Rusya’dan “demokratik güçlere karşı saldırgan otoriter devlet” tanımıyla söz ediliyor.
Ve ABD’nin güvenliğine tehdit olarak Rusya’nın Ukrayna’daki saldırganlığı ile Ortadoğu’da IŞİD’in yükselişi, aralarında nasıl bir benzerlik ya da ilgi varsa, aynı kategoride gösteriliyor.
ABD’nin Rusya’ya bu bakışı Avrupa’nın bakışı olamaz. Hele Almanya’nın hiç olamaz. Çünkü ‘Büyük Avrupa’ Rusya’sız olamaz…
Öyle görünüyor ki, muazzam bir oyunla karşı karşıyayız.
ABD, asıl rakibinin Almanya olduğunu düşünmeye başlarsa, neler olur, bilemeyiz.
Ama Ukrayna’nın gerçekte kimsenin umurunda olmadığı kesin…
TTİP’te Almanların kalite kuşkusu
Almanlar, halen görüşmeleri sürdürülen AB-ABD Transatlantik Serbest Ticaret ve Yatırım Ortaklığı anlaşmasına karşı çıkıyorlar. Sanayiciler istiyor; örneğin Alman otomotiv sanayii ihracattaki sıkıntılardan kurtulacağı için kısa adı TTİP olan anlaşmaya önem veriyor.
Ama çevre örgütleri, sendikalar, kültürel kurumlar ve tüketiciyi koruma kuruluşları tepki gösteriyorlar.
Almanların ABD ile TTİP kapsamında gelişecek ticari ilişkilerden kuşkuları var. Örnekse, kalite… Dünyada bir numara olan Alman kalitesinin düşmesinden korkuyorlar.
Sonra, çevre kirliliğine karşı duyarlılığının azalmasından, ulusal yasaların geçersiz kalmasından, kuralları özel tahkim mahkemelerinin belirleyecek olmasından kuşku duyuyorlar.