Batı’nın medya ve politika dünyasında, son zamanlarda, sıkça gündeme gelen bir soru bu. Hatta “kopuyor” diye kesin yargıda bulunanlar var.
Bu durumun nedenleri arasında Ankara ile Moskova ilişkilerinin tarihte görülmedik biçimde olumlu bir süreçten geçiyor olması birinci planda geliyor. İki başkent arasındaki yakınlık, bilindiği gibi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçen aralık ayında yaptığı Ankara ziyareti ve sürpriz önerisi Türk Akımı projesiyle doruğa tırmanmıştı.
Buna, Türk hükümetinin Şanghay İşbirliği Örgütü ŞİÖ’ye yaptığı üyelik başvurusunu da ekleyebiliriz: Türkiye, NATO üyesi ve AB üyeliğine aday bir ülke olmasına karşın, Rusya ve Çin’in yanında yer almak istiyorsa Batı’daki endişeyi ve hatta korkuyu anlamamak mümkün değil.
İşte, bu noktada o soru getiriliyor gündeme: Türkiye Batı’dan kopuyor mu?
Yalnız, bu soruyu soranların, dönüp bir de kendilerinin ne yaptığına bakması gerekmez mi?
Örneğin, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, daha yeni başbakan olduğu aylarda “Türkiye AB üyesi olamaz ama AB limanına bağlı kalmalıdır” şeklindeki sözleri, belleklerde tazeliğini korumayı sürdürüyor.
Türkiye mi Batı’dan kopuyor, yoksa Batı mı Türkiye’nin kopmasını adeta teşvik ediyor? Doğru soru bu aslında.
Şimdi Türkiye ne yapıyor?
Türkiye’nin yaptığı, seçeneksiz olmadığını, AB’nin kapısında dikilip duracağına yeni ittifaklar içinde yer alabileceğini göstermek…
Ama Batı, bu “gösterme” işine de bozuluyor; öyle anlaşılıyor.
İstiyor ki, Türkiye’nin AB dışında seçeneği olmasın, hep limanda bağlı kalsın.
Bunun olabileceğini düşünmeleri bile çok şaşırtıcı.
Dindi, kültürdü, sanayi devrimini yaşamamış olmasıydı, dolayısıyla Batı’nın gerisinde kalmasıydı…
İyi de o zaman söylesinler, “Sizi bu nedenlerle aramıza alamayız” desinler.
Eh, bunu da yapamıyorlar…
O zaman Türkiye, kâğıt üzerindeki AB adaylığına ve NATO üyeliğine karşın Batı’dan bağımsız bir şekilde politikalar üreterek kendi yolunda yürür gider.
Buna kızmaya hakları yok!
SYRIZA’dan Türk Akımı’na destek
Yunanistan’da Radikal Sol Koalisyon Partisi SYRIZA, Rus doğalgazının Türk Akımı ile Yunanistan sınırına getirilmesine destek verdi.
Partinin parlamento grubunda dış politikadan sorumlu milletvekili Nadya Valavani, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyareti sırasında yaptığı teklif bizim için de çok cazip” dedi.
Valavani, “Doğalgazın Yunanistan üzerinden transit geçişi için Türkiye terminalinin yanında bir de Yunanistan terminalinin inşa edilmesi sadece Rusya ile ilişkilerimizi değil Türkiye ile ilişkilerimizi de ilgilendirir” diye konuştu. Yunan politikacı,“Yunanistan’ın dünya enerji satranç tahtasında piyon olmasına izin verilmeyeceğini, üçüncü ülkeler ve yabancı şirketlerle anlaşmaların Yunan halkına önemli yararlar sağlaması gerektiğini” söyledi.