İyimser açıdan bakarsak… Moskova’da, Rusya-Türkiye-İran arasında düzenlenen “Suriye” zirvesi daha şimdiden yaraya merhem olacakmış gibi görünüyor.
Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Hüseyin Diriöz’ün dediği gibi, “önemli bir görüşme yapılacak” Rusya’da.
Hem dışişleri, hem savunma bakanları ayrı ayrı bir araya gelecekler. Belki sonra hepsi birden…
Konular: Önce Suriye krizi… Siyasi çözüm tamam da, askeri çözüm gerektiren sorunlar bitmiş değil. Örneğin Halep, ardından İdlib…
Ve tabii kaçınılmaz olarak Ortadoğu’nun geneli…
*
Rusya-Türkiye-İran zirvesiyle ilgili Batılı bir politikacıdan Batı’ya şöyle bir tepki var:
“Suriye’deki en tehlikeli gelişmelerden biri Rus-Türk sözleşmesidir. Bu Batı açısından yeni bir diplomatik felaket olur.”
Bunları söyleyen kim?
Başbakan Angela Merkel’in partisi Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen…
Röttgen ne demek istiyor?
Batı’nın Suriye diplomasisi iflas ediyor, Moskova, Ankara, Tahran ve Şam kazanıyor… Bu bir felakettir!
*
Türkiye ve Rusya, ABD ve AB’yi ürkütmemeye çalıştı aslında.
Örneğin, “Alternatif bir platform oluşturmak amacında değiliz” şeklinde açıklamalar yapıldı.
Yani, “Sizi dışlamıyoruz, krizin çözüm yeri elbette Cenevre olacaktır” mesajı verildi.
*
Ama Batı, kontrolü kaybettiyse bunu da edebiyle kabul etmek durumunda…
Yapabileceği başka ne olabilir?
Halep’te BM denetimi başlıyor
BM Güvenlik Konseyi, aylardır Suriye kararını alamıyordu. Ama dün 15 üye ülkenin tamamının desteğiyle karar çıkarıldı.
2328 numaralı karar Doğu Halep’teki tahliyelerin BM gözlemcileri tarafından izlenmesini ve sivillere insani yardım ulaştırılmasını öngörüyor.
Buna göre BM Genel Sekreteri, gözlemcilerin güvenli ve düzenli bir şekilde Doğu Halep’te görev yapabilmelerinin koşullarını hazırlayacak. Tabii Şam yönetimiyle birlikte…
BM ayrıca, sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesi, sağlık görevlilerin korunması gibi sorumlulukları da üstleniyor.