Olay Gazetesi Bursa

Türk askerine saldırıda olağan şüpheliler

Saldırıyı üstlenen olmadı. Daha doğrusu henüz olmadı. Türk Silahlı Kuvvetleri “Suriye devletine ait bir uçak” açıklaması yaptı ama bunun bir “değerlendirme” olduğunu da belirtti. Yani açıklama, çok açık değildi. Az da olsa bir kuşkuyu içeriyordu. Belki de o nedenle Ankara, sıcağı sıcağına, Şam’ı suçlamaktan kaçındı. Saldırının, Rus uçağının düşürülmesinin, Rus pilotun öldürülmesinin yıldönümüne denk gelmesi […]

Saldırıyı üstlenen olmadı. Daha doğrusu henüz olmadı. Türk Silahlı Kuvvetleri “Suriye devletine ait bir uçak” açıklaması yaptı ama bunun bir “değerlendirme” olduğunu da belirtti. Yani açıklama, çok açık değildi. Az da olsa bir kuşkuyu içeriyordu. Belki de o nedenle Ankara, sıcağı sıcağına, Şam’ı suçlamaktan kaçındı.

Saldırının, Rus uçağının düşürülmesinin, Rus pilotun öldürülmesinin yıldönümüne denk gelmesi de ister istemez dikkatlerin Moskova’ya çevrilmesine yol açtı.

Ne var ki, Dünya Bülteni’ndeki habere göre, Ankara ile Moskova arasında askerden askere kurulan iletişimde Rus Genelkurmayı’ndan “Biz değildik” yanıtı geldi.

Ancak uçağın radar izi ve kullandığı Halep Üssü Rusya’nın kontrolü altındaydı. Bunun da bir açıklaması olmalıydı. Ve oldu da. Rus Komutandan “Suriye ordusuna ait bir Albatros uçağı” bilgisi iletildi. İletildi ama Şam, iddiayı reddetti. O zaman da emir komuta dışı bir eylem olasılığı tartışmaya açıldı.

Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya’ya göre,  Şam’ın “Konuyu araştırıyoruz” açıklamasının anlamı buydu. Yani bir grup Suriyeli asker, emir komuta dışı böyle bir saldırıyı planlamış olabilirdi.

Bu durumda, Rusların elindeki “Albatros uçağı” bilgisini doğru bir bilgi olarak kabul etmek mi gerekiyordu?

Mevcut bilgiler üzerinden devam eden muhakeme süreci Londra’dan gelen şaşırtıcı bir haberle karman çorman oldu.

Merkezi İngiltere’de bulunan Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü, saldırıyı IŞİD’in düzenlediğini öne sürerek, diğer olasılıkları yok sayan bir açıklama yaptı.

Örgütün Başkanı Rami Abdurrahman, saldırının, El Bab dışındaki Waqqah Köyü’nün yakınlarında düzenlendiğini bildirerek, bunun hava saldırısı değil intihar saldırısı olduğunu savundu.

Söz konusu iddia, konuyla ilgilenenlere pek inandırıcı gelmedi ama ilginç geldi.

IŞİD olasılığının da akla yakın bir yanı vardı elbette.

Peki, ABD, İngiltere, Batılı istihbarat örgütleri, olasılık dışı mı?

Değil tabii… Ne ki, şimdilik onlarla ilgili kuşkular zayıf kalıyor.

Ama şunu da söylemeden geçemeyiz: Hiç belli olmaz!

 

Ortadoğu’da yeni bir Arap ittifakı

Suudi Arabistan’ı dışlayan yeni ittifak Mısır, Suriye, Irak ve Cezayir’den oluşuyor. Öncü ülkeyse Mısır olarak görünüyor.

Londra’da yayımlanan Rey el-Youm gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Abdulbari Atvan’ın yorumuna göre Kahire-Şam yakınlaşması Suudileri çıldırttı.

50 milyar dolarlık mali yardıma karşın Mısır lideri Sisi, Esad’a destek verince Suudi Kralı Salman’ın gözünde nankör oldu.

Riyad şimdi Mısır’ın düşmanlarını örgütlemeye çalışıyor. Örneğin, Nahda Barajı nedeniyle Mısır’a düşman olan Etiyopya’yı yanına alıyor.

Ama öte yandan Suriye, Irak ve Yemen’i de sayarsak elindeki kartları İran’a kaptırıyor.

Bu arada Donald Trump’lı ABD de Riyad’a, her zaman verdiği desteği bundan böyle vermeyecekmiş gibi görünüyor.

Suudi Arabistan etkisini yitirir ve sıradan bir ülke haline gelirse, yeni Arap ittifakı Ortadoğu’da depreme yol açar. O da yakındır.

(Kaynak: Yakın Doğu Haber)