Berlin, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa’ya zarar verdiğini düşünüyordu önceleri ve bunu neden yaptığını anlamaya çalışıyordu: Göçmen sorunu, iklim sorunu… Bunlar, özellikle Almanya’nın Washington’la ters düşmeye başladığı konuları oluşturuyordu.
Ne ki, “Devam edemez, bir süre sonra düzelir” sanılıyordu.
En iyisi, sabır göstermekti. Gösterdiler de.
Ancak onlar sabrettikçe Trump kendini olağanüstü yetilerle donatılmış özel bir insan olarak görmeye başladı.
İşte o zaman Almanya Başbakanı Angela Merkel, Trump’ın ipini çekti: “Bu adam Avrupa’ya zarar verecek. Ondan korunmalıyız.”
Ve Alman basını “Amerikan rüyasının çoktan dağılıp gittiğini” ilan etti.
Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi şöyle yazıyordu:
“Başkan Donald Trump, önce ülkesi, sonra da tüm dünya için giderek yük haline geliyor.”
ABD bu yükü sırtından atabilirse hem kendisi hem de dünya rahatlayacak.
Ne ağır bir suçlama… Ama başka bir yol da görünmüyor artık.
Onun için Rusya skandalı, “Büyük Jüri” kurulmasına gelip dayandı.
Trump’ın seçim kampanyası ekibinin Rusya bağlantılarını araştırmakla görevli özel savcı Robert Mueller’in kararıyla soruşturmayı bundan böyle “Büyük Jüri” derinleştirecek. Yani iş çok ciddiye binmiş görünüyor.
“Cadı avı” diyerek Büyük Jüri’nin soruşturmasından yakayı kurtarmak kolay olmayacak Trump için. Üstelik anketlerde destek oranı her geçen gün düşerken…
Ankara-Pekin stratejik işbirliğinde yeni adımlar
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu hafta Çin’deydi. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin davetlisiydi.
Pekin, Ankara’yla stratejik işbirliğine büyük önem veriyor.
Ankara da Pekin’le güvenlik, ekonomi, turizm, eğitim ve kültür alanlarında işbirliğinin genişletilmesini istiyor.
Washington’ın da yakından izlediği ziyarette Çavuşoğlu, Pekin’in duymak istediklerini söylemekte oldukça cömert davrandı.
Örneğin, “Tek Çin politikasını destekliyoruz” dedi.
Ayrıca, “Türkiye’nin Çin’in güvenliğini kendi güvenliği olarak gördüğünü, gerek ülke içinde gerekse bölgede Çin’e yönelik hiçbir olumsuz faaliyete izin vermediğini” söyledi.
Çavuşoğlu, bu arada, Çin’in IŞİD’le mücadelesinden ve Suriye’deki siyasi çözüm çabalarından övgüyle söz etti.
Ev sahibi Bakan Wang Yi de terörle mücadelenin ve güvenlik alanındaki işbirliğinin iki ülke ilişkilerinin merkezinde olduğunu vurguladı.
Türkiye açısından, stratejik işbirliği ikili ilişkiler çerçevesinde mi kalır, yoksa ŞİÖ üyeliğine mi dayanır, kestirmek zor.
Ancak Ankara’nın elinde Çin kartının bulunmasının -Rusya kartıyla birlikte- diplomatik ataklarda çok işe yarayacağı kesin. Tabii oyunu iyi oynamak koşuluyla… (Kaynak: Amerika’nın Sesi)