2018 yılının sonlarıydı. ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’deki askerleri çekeceğini açıklamıştı.
Bu açıklamanın ardından, Irak’taki Amerikan askerlerini ziyarete gittiğinde de “ABD’nin artık dünyanın polisi olmayacağını” söylemişti.
Ne var ki, Trump’ın bu sözleri hem Savunma Bakanlığı uzmanları hem de Dışişleri Bakanlığı diplomatları tarafından yalanlanmıştı, “Olmaz öyle şey” demişlerdi.
Kısa bir süre sonra görüldü ki, gerçekten de, öyle bir şey olmadı.
Tam tersine Trump söylediklerinden geri adım attı.
Suriye’de, bırakın asker çekmeyi, asker sayısını artırmaya başladı. Irak’ta da aynı şeyi yaptı, hatta orada yeni askeri üsler de kurdu.
*
Şimdi de Afganistan’daki Amerikan askerlerini geri çekmek istiyor Başkan Trump. Nedeni seçim hazırlıkları…
Ancak bu kez savunma ve dışişleri uzmanları sürece hâkim durumdalar.
ABD’nin daha sonra geri adım atmaması için Trump’a ders veriyor, önemli ayrıntıları ezberlemesini sağlıyorlar.
Taliban bir terör örgütü ama aynı zamanda politik bir yapısı da var.
Onunla hem savaşılıyor, hem görüşülüyor.
Hata yapılması, geri adım atılması, ABD’ye pahalıya patlayabilir.
*
Ne var ki, Trump’ı zaptetmenin olanağı yok gibi görünüyor.
ABD Başkanı geçen hafta, ticaret savaşında, Çin’le ateşkes ilan etmemiş miydi?
Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping’le yaptığı görüşmede Trump, Çin’in telekomünikasyon devi Huawei’ye Amerikan yapımı teknolojilerin satışını engelleyen yasağı kaldırma sözü vermemiş miydi?
Ancak Trump’ın bu sözlerinin haftası bile dolmadan geçersiz kaldığının ortaya çıkması çok da şaşırtıcı olmadı.
*
Habertürk com’da dün yer alan habere göre Trump, Ticaret Bakanlığı’na verdiği talimatta içeriği, “yorgunu yokuşa sürün ve mal satmayın” anlamına gelen şu e-postayı göndermişti: “Huawei’nin yasaklı şirketler listesinde olduğunu belirten bir not düşün, her başvuruyu tek tek alın, izin talebinin reddedileceğini varsayarak işleme koyun…”
ABD’de kıdemli bir yetkili bu ifadeyi yaptırım uygulama birimlerine bir talimat olarak değerlendirdi. Yani Başkan Trump, kafa karışıklığı yaratan aksi yöndeki açıklamalarına karşın, Amerikan elektronik üreticilerinin Huawei’ye ürün satmamalarını istiyordu.
Beyaz Saray Ekonomi Danışmanı Larry Kudlow da Huawei için, “Olumlu gelişmelere karşın bazı kısıtlamalara maruz kalacaktır” diyerek bir anlamda bunun işaretini vermiş oldu.
*
Şimdi Türkiye, Trump’ın S-400 ve yaptırımlar, yanı sıra F-35 konularında verdiği umutları ciddiye alsın mı, almasın mı?
Karşımızda öyle bir ABD Başkanı var ki, söylediklerine inanmak çok zor.
Dünyayı soytarılık yaparak yönetmek belki başka dönemlerde mümkün olabilirdi ama içinden geçtiğimiz şu zaman dilimi ciddiyeti gerektiriyor.