ABD Başkanı Donald Trump, “İran” kararıyla dünyaya meydan okudu.
Okudu ama küresel güç dengesi değişikliğinin hesabını tam yapamadı.
Denge daha ilk günden ABD’nin aleyhine bozuldu.
Sadece 5+1’den Almanya, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin değil, BM, NATO ve AB merkezlerinden de Trump’ın kararına tepkiler geldi.
Ne var ki Trump’ta, hatalardan ders çıkaran bir lider niteliği yok.
Sadece o kadar da değil, kendisine niçin tepki gösterildiğini anlamakta da sıkıntıları var. O yüzden olsa gerek, çevresinde doğru dürüst bakan, danışman, uzman filan da barındırmıyor, değersiz diplomatlarla idare ediyor.
*
ABD, şöyle ya da böyle dünyanın en büyük gücü.
Bu büyük güç, İsrail’in, İran paranoyasına kapılarak hareket eder mi?
Haydi İsrail’i geçelim. Suudi Arabistan’dan dünyaya ne fayda gelir?
Almanya’yı, Fransa’yı, İngiltere’yi kaybediyorsun. Niçin? İsrail’le Suudi Arabistan için mi?
Ne yani şimdi senin emrinle Avrupa İran’la ilişkisini kesecek, öyle mi? Olur mu böyle bir şey?
Olur da, İran verdiği sözlerden geri döner, yeniden nükleer silah sahibi olma çabalarına girişir, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu UAEK’nin denetimlerine verdiği izni kaldırır… O zaman haklısın!
*
Ama öyle bir durum yok. Tersine, İran’la ekonomik ve politik ilişkilerin geliştirilmesi konusunda Avrupa’da eskisinden daha etkili bir kararlılık var. Berlin, Paris ve Londra’nın ortak açıklamasında “Trump’ın kararının kaygıyla karşılandığı, anlaşmanın ortak güvenliğimiz için önemini koruduğu” belirtiliyor.
Fransa’da bakanlar düzeyinde verilen tepkiler de çok ilginç…
Örneğin Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire “Amerika dünyanın jandarması olamaz” ifadesiyle öfkesini dile getiriyor.
Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian ise “Amerika anlaşmadan çekildi ama ortada hâlâ bir anlaşma var” diyor ve ekliyor: “Biz İran’la daha da genişletilmiş bir anlaşma için çalışmaya hazırız.”
*
Avrupa’nın bu isyanına ABD’den yaptırım tehdidi gelmekte gecikmedi: İran’la iş yapan Alman, Fransız ve İngiliz şirketlere Washington yaptırım uygulayacaktı.
Bunu da ABD’nin yeni Berlin Büyükelçisi Richard Grenell, görevdeki ilk gününde Twitter’dan ilan etti. Üslup adeta “emir” niteliğindeydi: “İran’da iş yapan Alman şirketleri operasyonlarını derhal kesmelidir.”
Büyükelçinin mesajı sadece Almanya’yı değil tüm Avrupa’yı şoke etti.
10 bin Alman şirketi İran’la iş yapıyor, 120 Alman şirketi de İran’da faaliyet gösteriyor.
*
İlk tepkiyi Alman-İran Ticaret Odası Başkanı Michael Tockuss dikkatli bir tonda ve diplomatik bir üslup içinde verdi. Dediği şu: “Dışişleri Bakanlığımızın Amerikalı büyükelçiyi Alman şirketlerine emir vermek ya da tehdit etmek gibi bir rolü olmadığı konusunda uyaracağından eminim…”
Almanya’nın eski Washington Büyükelçisi olan Münih Güvenlik Konferansı Genel Sekreteri Wolfgang İschınger’se Twitter’dan bir mesaj gönderdi. Mesaj şöyle:
“Ric, uzun bir büyükelçilik kariyerinden sonra sana tavsiyem şudur: Kendi ülkenin politikalarını açıkla, konuk olduğun ülkede lobi faaliyetinde bulun. Ama ev sahibi ülkeye asla ne yapacağını söyleme. Tabii eğer başın belaya girsin istemiyorsan… Almanlar can kulağıyla dinlerler ama emir verilmesi durumunda kin beslerler.”
*
Yazının sonuna eski Başkan Barack Obama’nın şu sözlerini ekleyerek noktayı koyalım:
“Anlaşmadan çekilmek Amerika’nın en yakın müttefiklerine sırtını dönmesi anlamına gelir ve bu durum ülkenin güvenilirliğini riske atar.”