ABD Başkanı Donald Trump, İran ordusunu, diğer adıyla İran Devrim Muhafızları’nı terör örgütü olarak ilan etti. Yani, bir ulusun silahlı kuvvetlerini IŞİD, El Kaide gibi örgütlerle aynı kefeye koydu.

Ne var ki, İran da buna karşılık olarak ABD ordusunu terör örgütü olarak ilan ederek, onun IŞİD, PKK, YPG gibi örgütlerle yakınlığını ve işbirliğini gündeme getirecektir elbette. 

Daha geriye gidersek Afganistan’da Taliban’ın ABD’nin eseri olduğunu anımsatması da beklenebilir.

*

ABD Başkanı Pandora’nın Kutusu’nu açtığının farkında mıdır, bilemeyiz. 

Yarın öbür gün Filistinliler de Netanyahu liderliğindeki İsrail ordusu için “terör örgütü” tanımlaması yaparlarsa kimse şaşırmasın.

İsrail’in Irak’ta ve Suriye’de IŞİD’i ve Beyaz Miğferlileri desteklediğini, söz konusu örgütlere her türlü yardımda bulunduğunu Ortadoğu’da bilmeyen yok.

Örneğin, IŞİD’in Musul’u işgal operasyonunda ABD ve İsrail’in, onların müttefiklerinin ve işbirlikçilerinin imzaları var. 

*

Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi Tahran’da dini lider Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı  Hasan Ruhani’yle bir görüşme yapmıştı geçen hafta. 

Görüşmenin can alıcı konusu ABD ordusunun Irak’taki varlığı oldu. Tahran, ABD’nin en kısa süre içinde Irak’taki askerlerini çekmesi için Bağdat’ın çaba harcamasını istiyordu.

Hamaney’e göre ABD askerleri bir ülkede uzun süre kalınca onları çıkarmak çeşitli sorunlara yol açıyordu. Örneğin, ABD askerlerinin varlığı bölge ülkelerine de zarar veriyordu.

Trump’ın, “İran Devrim Muhafızları’nı ‘terör örgütü’ olarak tanımlama kararını” açıklaması tam da İran ve Irak liderlerinin görüşmesinin ardından geldi. Rastlantı olamazdı. Gerçi ABD Başkanı, daha önce böyle bir karar alacağını duyurmuştu ama zamanlaması konusunda bir işaret vermemişti.

*

Trump’ın kararının rastlantı diyemeyeceğimiz başka bir yönü daha var. O da bugün yapılacak olan İsrail seçimleri ve Benyamin Netanyahu’nun yeniden aday olması.

Netanyahu, İsrail halkına Filistin topraklarını ilhak etme sözü vererek oy istiyor. Üstelik “ilhak” planının uygulanması Trump yönetimiyle eşgüdümlü bir şekilde yapılacak. Yani ABD, İsrail’in BM kararlarına ve uluslararası hukuka aykırı eylemlerine ortak olacak.

*

Anlaşılan o ki, ABD ve İsrail, Ortadoğu’da istedikleri gibi at koşturabilmek için önce İran engelini ortadan kaldırmaya çalışacaklar.

Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez’deki Arap ülkeleri de Filistin topraklarının ilhakına seyirci kalacaklar.

Netanyahu, katil Veliaht Prens’le çoktan işi bitirmiştir zaten…