Suudiler, Suriye’den sonra Yemen politikasında da çark etti.
Ortadoğu kaynaklı haberlere göre, 31 yaşındaki Suudi Veliahdı Muhammed bin Salman, Amerikalılarla yaptığı görüşmede Yemen savaşından çekilmek istediğini bildirdi.
Salman’ın görüştüğü Amerikalılar arasında Washington’ın eski İsrail Büyükelçisi Martin Indyk ile ABD’nin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephan Hadley de bulunuyor.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe’nin hack’lenen mail’lerinden ortaya çıkan bu bilgiler Arap dünyasında şaşkınlık yarattı.
Ne ki, hepsi doğruydu.
*
Ülkenin yeni Veliaht Prensi Muhammed bin Salman 2015’ten bu yana sürmekte olan Yemen savaşını bitirmek istiyordu.
Nedeni de Riyad’ın çaptan düşmesiydi. Daha doğrusu bu durumun, ortaya serilmesiydi.
Suudi Arabistan dünyaya daha çok rezil rüsva olmadan, Yemen bataklığından kurtulmalıydı.
Suudilerin öncülük ettiği koalisyon bugüne değin, 3’ü Suudi Arabistan’a, kalan 17’si BAE, Ürdün, Sudan, Bahreyn ve Fas’a ait 20 savaş uçağı kaybetmişti Yemen’de.
Kara savaşında da yenilgiye uğramıştı Riyad yönetimi ama kayıpları neydi, tam olarak açıklanmıyordu. Tahmin edilense, çok sayıda Suudi askerin hayatını kaybetmiş olmasıydı.
*
Amerikalılar da sevindiler bu işe.
Örneğin, BAE Büyükelçisi el-Uteybe, Martin Indyk’e gönderdiği mail’de, “Ben Muhammed bin Salman’ın pragmatik biri olduğunu düşünüyorum” diyordu.
Indyk de bu mail’e, şu mail’le yanıt veriyordu:
“Buna katılıyorum. O [Veliaht Salman] bana ve Stephan Hadley’ye açıkça Yemen savaşından çıkmak istediğini söylerken gayet samimiydi. Suudi Arabistan’da bu kadar pragmatik bir lider göreceğimiz hiç aklıma gelmezdi. Bu yüzden onunla bağ kurmamız ve sağlayabildiğimiz kadar fayda sağlamamız gerek.”
*
Öyle anlaşılıyor ki ABD, Suriye konusunda Rusya’yla anlaştıktan sonra epey rahatladı.
Olasıdır ki, Washington, Rusya’yla Ortadoğu’nun tümünü kapsayacak bir anlaşmayı da kendi gündemine alıp, kendi içinde tartışmak isteyecektir. Tabii ABD’nin küresel çıkarları eğer bunu gerektiriyorsa…
*
Suudi Arabistan’ın düştüğü durum elbette İsrail’i tedirgin edecektir. Çünkü Riyad’la Tel Aviv arasında acayip bir işbirliği oluşturulmuştu.
Ancak Suudilerin, bırakın silahını, askerini, parası da bir işe yaramadı. Örneğin Suriye’deki terör örgütlerine verilen paralar üç beş terörist liderini zengin etmekten başka bir işe yaramadı.
Peki, Suudiler bu durumdayken İsrail ne yapacak?
Ne yapılacağını İsrail’in Başbakanı Benjamin Netanyahu açıkladı. Aslında Netanyahu Kürt sorununa pek değinmiyordu. Ama bu kez Amerikalı senatörlerle görüşürken konuştu da konuştu.
*
Neler demedi ki…
Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti olmalıydı.
Kürtler, Batılı değerleri paylaşan cesur insanlardı.
İsrail’in Kürtlerin bağımsızlık özlemini desteklemesi gerekirdi.
*
Birinci soru: İsrail Başbakanı, Suudi Arabistan kartını kaybedince oyuna Kürt kartıyla mı devam edecek?
İkinci soru: ABD bu oyunun neresinde?
İlginç gelişmeler olacak gibi görünüyor…