Meğer epeydir gizlice buluşup “İran”ı konuşuyorlarmış.
İkisi de birbirini resmi olarak tanımıyor aslında.
Ama ikili toplantılar halinde bugüne değin Hindistan ve Avrupa’da beş kez bir araya gelmişler.
Sonuncusu da Washington’da, ama bu kez açık bir şekilde gerçekleşmiş.
*
Washington’da Yahudi düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’ndeki (CFR) salon…
Bir araya gelen isimler şunlar: Suudi Arabistan’dan General Enver Macid Eşki ve Prens Bender bin Sultan, İsrail’den eski Amerikan büyükelçilerinden Dore Gold…
Hedef: İran’ın Ortadoğu’da yayılmasını önlemek…
*
Suudi General Eşki, Riyad’ın hazırladığı 7 maddelik bir plan sunuyor. Planın belli başlı maddeleri şöyle:
-İsrail ile Araplar arasında barışın sağlanması…
-Arap Birliği’nin bölgesel nitelikte bir güç oluşturması…
-İran’da rejim değişikliği için çaba harcanması…
-Türkiye, İran ve Irak topraklarında bağımsız bir Kürt devleti kurulması…
*
İsrailli diplomat Gold, Suudilerle görüş ayrılıklarını gideremediklerini belirterek ayrıntılara girmiyor, örneğin Kürt devleti kurulması önerisine hiç değinmiyor, sadece İran tehlikesine vurgu yapıyor.
Tabii kapalı kapılar arkasında neler konuşulduğu ve ne gibi pazarlıklar yapıldığı bilinmiyor.
Ama Riyad’ın sunduğu planın ortak düşünce eseri olduğunu anlamamak olanaksız.
*
Belli ki, Suudi Arabistan ile İsrail (belki başkaları da var) bölgedeki dengeleri altüst etmeye yönelik bir büyük planın hazırlığı içindeler.
Tabii onlar için macera da olabilir, başları derde de girebilir.
Kâğıt üzerinde İran, Irak, Türkiye, Suriye toprakları diyerek Kürt devleti kurmak kolay da iş savaşa gelince İsrail’i kenara çekerler, Suudi Arabistan’ı da bitirirler.
Yani sonunda Arabistan Kralı Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilir…
*
Sahi, Husiler ne yapıyor şimdi?
Yemen’den girip Suudi Arabistan içinde cirit atıyorlar.
Riyad, daha kendi topraklarını koruyamıyor, kalkmış Kürt devleti için Ortadoğu’da toprak arıyor… Güldürme bizi Salman! (Kaynak: Dünya Bülteni/Sputnik)
Moskova’dan Merkel’e tepki ve yaptırım savaşı
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Kırım sorununu ebola virüsü ve IŞİD gibi dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri olarak göstermiş.
Tabii Moskova köpürmüş bu benzetmeye…
Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözcüsü Dmitriy Peskov, “Asıl tehditleri yaratan sözde demokratik ve aydınlanmış Avrupa’dır” diyerek alaylı bir yanıt göndermiş.
AB’nin yaptırımlarına karşı Moskova’nın misillemesi ise Brüksel’i çılgına çevirmiş: 89 Avrupalı politikacıya Rusya’ya giriş yasağı getirilmesi üzerine Kremlin’in AB temsilcisinin Avrupa Parlamentosu’na girişini kısıtlanmış.
Rus temsilci Vladimir Çijov de, “Yaptırımlarda sırada ne var? Rus diplomatları yakmak mı?” diyerek tepkisini dile getirmiş.
Ukrayna krizinin siyasi çözümünü iyice zorlaştıran eylemler ve sözler bunlar.
Ve hemen ardından Donetsk ve Lugansk bölgelerinde ateşkesi tehlikeye sokan çatışmaların çıkması boşuna değil. Gidişat gösteriyor ki, Ukrayna’da sözün biteceği aşamaya az kaldı…