Olay Gazetesi Bursa

Suriye’nin Golan Tepeleri İsrail’e gitti gidiyor

Suriye’nin Golan toprakları Ortadoğu’nun sorunlarına yeni bir sorun daha katacakmış gibi görünüyor. Şu aşamada Washington ve Tel Aviv, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, hakkını, hukukunu ve BM Güvenlik Konseyi kararlarını hiçe sayarak bir oldubittiyle Golan Tepeleri’nin “İlhak” planını hazırlıyorlar. Ya da hazırladılar da, ilan etmek için uygun zaman kolluyorlar. Yakında bir gün, ABD Başkanı Donald Trump’la İsrail […]

Suriye’nin Golan toprakları Ortadoğu’nun sorunlarına yeni bir sorun daha katacakmış gibi görünüyor.

Şu aşamada Washington ve Tel Aviv, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, hakkını, hukukunu ve BM Güvenlik Konseyi kararlarını hiçe sayarak bir oldubittiyle Golan Tepeleri’nin “İlhak” planını hazırlıyorlar. Ya da hazırladılar da, ilan etmek için uygun zaman kolluyorlar.

Yakında bir gün, ABD Başkanı Donald Trump’la İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu birlikte bir açıklama yaparak “Bundan böyle Suriye’nin Golan Tepeleri İsrail’in toprağı sayılacaktır” diyebilirler.

İyi de, tüm dünya biliyor ki, Golan Tepeleri Suriye’nin toprağı. Ama İsrail 1967’de başta Mısır olmak üzere Arap ülkeleriyle yaptığı savaştan galip çıkınca Golan Tepeleri’ni işgal etmişti.

Aradan geçen uzun yıllar içinde BM Güvenlik Konseyi Golan Tepeleri’nin Suriye’ye ait topraklar olduğunu ve işgalci İsrail’in geri çekilmesi gerektiğini vurgulayan kararlar almış, ne var ki Tel Aviv bu kararların hiçbirini tanımamıştı. Tanımadığı gibi 1981 yılında da o bölgeyi ilhak ettiğini açıklamıştı.

Bugün gelinen nokta, gidişatı, çok açık bir şekilde gözler önüne seriyor.

Ocak ayının ilk haftasında, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton İsrail’deydi. İsrail Başbakanı Netanyahu, Bolton’a işgal altındaki Golan Tepeleri’ni gezdirdi.

Tel Aviv’e döndüklerindeyse baklayı ağzından çıkardı: ABD Golan’ı İsrail’in bir parçası olarak resmen tanımalıydı.

Fırsat bu fırsattı. ABD tanırsa, diğer Batılı ülkeler de tanırdı. O da İsrail için yeterli olurdu. Ortadoğu’da ABD’nin çıkarları için bekçilik yapan İsrail, bunu hak ettiğini düşünüyordu.

Üstelik İsrail seçimleri de çok yaklaşmıştı. Netanyahu’nun güçlü rakipleri vardı. Dostu Trump’ın, nisan ayındaki seçimden önce ona vereceği destek pekala Golan Tepeleri olabilirdi.

Ne yapacakları, ne diyecekleri önceden kestirilemeyen iki lider… Yanlarına Suudi Arabistan’daki katili de koyarsanız, Ortadoğu’nun özellikle bu dönemde, ne kadar talihsiz bir süreçten geçtiği daha iyi anlaşılabilir.

 

Ortadoğu’nun her köşesinde ABD askeri kaynıyor

 

Geçen hafta ajanslar ABD’nin Irak‘tan çıkmak yerine asker sayısını daha da arttırdığına ilişkin haberler yayınlamışlardı. Dün de Yakın Doğu Haber, ABD’nin Katar’daki üssünü büyütmeye karar verdiğini duyurdu.

Yakın zamana kadar Suriye’den askerini çekiyor, Irak’ta azaltıyor gibi haberlerle gündeme gelen ABD’nin böylesine keskin bir dönüş yapmasının nedeni ufukta görünen karabulutlar olmasın?

Bilindiği kadarıyla ABD’nin Katar üssü zaten Ortadoğu’daki üslerinin en büyüğü. O da yetmemiş. Şu anda 13 bin askeri barındırıyormuş el-Udeyd isimli üs. Anlaşılan bir o kadar daha asker indirecekler Katar’a.

İyi de, Irak’taki asker sayısını da durmadan artırıyor Pentagon.

Diyelim, Katar’a asker yığmasının Körfez’in güvenliği ve Suriye sorunu açısından belli nedenleri var. Irak’ta ne var? ABD’nin zaten kuzeyde büyük bir üssü bulunuyor. O da mı yetmiyor?

Bunlar Ortadoğu’nun geleceği açısından iyiye işaret gelişmeler değil.