Olay Gazetesi Bursa

Suriye’deki savaş İsrail’in hüsrana uğramasıyla sonuçlandı

Tabii ki, İsrail’in arkasında kimler varsa onlar da savaşı kaybeden taraf oldu. En başta ABD geliyordu. Onu İngiltere ve Fransa izliyor, Almanya da bombardıman uçaklarına havada yakıt sağlıyordu. Hepsi birden İsrail’in hamiliğine soyunmuştu. Tel Aviv yönetimi bir yandan Filistinlileri, diğer yandan Suriye’deki sivilleri acımasızca öldürüyor, destekçisi olan ülkeler de alkış tutuyorlardı. Neyse ki, Türkiye, Rusya […]

Tabii ki, İsrail’in arkasında kimler varsa onlar da savaşı kaybeden taraf oldu.

En başta ABD geliyordu. Onu İngiltere ve Fransa izliyor, Almanya da bombardıman uçaklarına havada yakıt sağlıyordu.

Hepsi birden İsrail’in hamiliğine soyunmuştu.

Tel Aviv yönetimi bir yandan Filistinlileri, diğer yandan Suriye’deki sivilleri acımasızca öldürüyor, destekçisi olan ülkeler de alkış tutuyorlardı.

Neyse ki, Türkiye, Rusya ve İran’ın oluşturduğu Astana ittifakı, İsrail’in ve arkasındaki büyük güçlerin oyununu bozarak mücadeleye yeni bir denge getirdi.

İşte o yeni dengedir ki, Suriye’nin parçalanması ve kuzeyde ikinci bir İsrail’in kurulması projelerinin masadan kaldırılmasını sağladı.

*

Yenilgi olunca müttefikler arasında hırgür çıkması olağandır.

Bu kez de Donald Trump Irak’taki ABD üssüne yaptığı ziyaret sırasında kendine hâkim olamadı ve İsrail’e güvenliğine harcasın diye yılda 4,5 milyar dolar verdiklerini açıkladı.

Sadece açıklamakla kalmadı üzerine bir de “İsrail çok iyi olabilirdi” diyerek sitemde bulundu.

Böylece tüm dünya ABD ile İsrail arasındaki ilişkinin ne menem bir ilişki olduğunu doğrudan birinci ağızdan öğrenmiş oldu.

*

Yakın zamana kadar Suriye’ye karşı İsrail’le işbirliğine soyunan Arap başkentleri ABD’nin çekilme kararıyla birlikte dümeni yeniden Şam’a çevirdi.

Ürdün, olacakları biliyormuş gibi sınırı açarak tavrını en erken değiştiren ülkeydi.

İkinci sırada Birleşik Arap Emirlikleri geldi.

BAE’ninki sürprizdi. Çünkü 7 yıldır sıkı bir Suriye düşmanı olarak tanınıyordu. Ayrıca İsrail’le de içli dışlıydı.

Ama buna karşın hiç zaman yitirmeden Şam’daki büyükelçiliğini yeniden faaliyete geçirdi.

BAE’yi izleyense Bahreyn oldu. 7 yıllık aradan sonra o da Şam’da büyükelçilik açarak ilişkileri normale çevirdi.

Bu arada bir başka ilginç değişiklik, Suudi Arabistan’da yaşandı. Kral Selman, kabine değişikliğinde, Esad karşıtı Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr’i görevinden aldı. Cubeyr, ne zaman Suriye sorunu konuşulsa “Esad gitmeli” sözünü yineleyip duruyordu.

Bu arada Arap Birliği’nin parlamentosu Suriye’nin yeniden üyeliğe kabulü için çağırıda bulundu. Suriye’nin üyeliği 2011 yılında askıya alınmıştı.

Ve Suriye Hava Yolları savaştan bu yana ilk kez Tunus seferlerini başlattı.

*

Tek endişe İsrail’den atılan füzelerde… Yolcu uçaklarına isabet edecek bir füze kıyameti koparır. Netanyahu’nun kendi halkının güvenliği açısından bunun hesabını iyi yapması gerekir.

İsrail istihbaratına yakınlığıyla tanınan Debka internet sitesindeki habere göre Rusya ve Suriye ortak bir mesajla Tel Aviv’e uyarıda bulunmuşlar. Mesajda, “bundan böyle Suriye’ye yapılacak bir saldırı halinde İsrail’in “derinliklerinin” SA-5 (S-200) füzeleriyle vurulacağı” belirtiliyor.

Ama zaten Suriye son İsrail saldırısında bu füzenin denemesini yapmış.

Füze Carmel dağında insansız bir bölgeye fırlatılmış.

Kimseye bir şey olmamış ama Golan çevresindeki tüm kentler şiddetli bir depreme tutulmuş gibi sarsıntı geçirmiş.

*

Tehdit mi? Evet, tehdit! Çünkü İsrail’in faşist liderlerine başka türlü laf anlatmanın olanağı yok… (Kaynak: Yakın Doğu Haber)