Olay Gazetesi Bursa

Suriye’de Astana üçlüsü barış, ABD savaş diyor

Türkiye, Rusya ve İran’ın ortak Suriye deklarasyonu ABD’nin hiç hoşuna gitmeyecek. Washington ne yapacak kestirmek zor ama bir biçimde tepkisini de gösterecektir elbette. Öncelikle deklarasyon siyasi çözümün seçeneksizliğinin altını bir kez daha çiziyor. Ardından Suriye’yi bölme girişimlerinin kabul edilemez olduğunu yeniden vurguluyor. Sonra da Suriye’nin toprak bütünlüğüne verilen destek yineleniyor. İyi de tüm bunlar ABD’nin […]

Türkiye, Rusya ve İran’ın ortak Suriye deklarasyonu ABD’nin hiç hoşuna gitmeyecek.

Washington ne yapacak kestirmek zor ama bir biçimde tepkisini de gösterecektir elbette.

Öncelikle deklarasyon siyasi çözümün seçeneksizliğinin altını bir kez daha çiziyor.

Ardından Suriye’yi bölme girişimlerinin kabul edilemez olduğunu yeniden vurguluyor.

Sonra da Suriye’nin toprak bütünlüğüne verilen destek yineleniyor.

İyi de tüm bunlar ABD’nin de savunması gereken temel ilkeler değil mi?

Öyleydi. Ancak ABD-YPG ittifakından bu yana geçersiz hale getirildi.

Pentagon IŞİD bahanesiyle Suriye’nin kuzeyine güneyine, doğusuna batısına üsler kurarak asker ve silah yığdı.

Şimdi de yanına Fransa’yı alıyor…

ABD Savunma Bakanı James Mattis, Fransız özel kuvvetlerinin Suriye’de konuşlandığını açıklamakta bir sakınca görmedi.

Mattis, ABD ve Fransa birliklerinin yanına yerel militanları da katarak bir “koruma gücü” oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.

ABD ve Fransa çekildiğinde “yerel koruma gücü” devreye girecek. Pentagon’un hesabı bu yönde.

Ama Türkiye, Rusya ve İran’ın ortak Suriye deklarasyonunda vurguladığı temel ilkelere aykırı bir durum doğacağı kesin.

Oysa, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’le birlikte düzenlediği basın toplantısında dikkati çektiği bir BMGK kararı var. Siyasi çözüm öneren 2254 sayılı karar.

Peki bu karar çöpe mi atıldı? Hayır. Ama Washington kendi imzasının da bulunduğu kararı adeta yok sayıyor.

ABD Savunma Bakanı Mattis tüm savunmasını IŞİD’in Suriye’deki varlığı üzerinden yapıyor.

IŞİD’in kalıntılarının gücü nedir? Bunu en iyi bilen ABD. Bir de İsrail.

Suriye ordusunun terörün elinden kurtardığı kentlerde mücadale ettiği IŞİD militanları birden bire nereden çıkıyor, bilinmiyor.

Kumandanın kimin elinde olduğunu artık siz tahmin edin.

Pentagon’un büyük sorunu şu: IŞİD militanlarının yeniden ortaya çıkmasını önlemek(!)

Trump, Netanyahu’nun kulağını çekse bu büyük sorunu hemen halletmiş olur.

Mattis’in “koruma gücü” oluşturmasına da gerek kalmaz.

 

Esad’ın imar planları Alman hükümetinde panik yarattı

 

Suriye’de savaşa seyirci kalan Almanya, Esad’ın yeni imar planları düzenlemesine “Seyirci kalamayız” diyor. Neden? Suriyeli sığınmacıların Almanya’da kalmalarından mı korkuyor?

ABD, İngiltere ve Fransa uçakları 2011 yılından bu yana Suriye kentlerini bombalamıyor mu? O bombardımanlar sırasında kentler yıkılmadı mı, binalar insanların başına geçmedi mi?

Şimdi Almanya asıl suçluları bırakıyor, yeni imar planları yaptırıyor diye Esad’a saldırıyor. Yaptırmasın mı? Suriye yaşanmaz halde mi kalsın?

Gerekçesi de ilginç: Rejim muhaliflerinin mülklerine el konulacak!

Berlin, Şam’la temasa geçse, hukuki süreci izlese, mülk sahiplerinin kendilerini nasıl kanıtlayacaklarını sorsa, öğrense olamaz mı?

Kısaca Berlin’in şunu söylemesi gerek: Geri göndereceğim sığınmacıların mülk sorunu giderilmeli. Yoksa Almanya’da onları daha fazla barındıramam!