Türkiye Suriye’ye girer mi, girerse ne olur, Rusya ne yapar, ABD nasıl tavır alır gibi sorular birkaç gündür gündemde… Sadece üst düzeyde değil, herkesin aklını kurcalayan sorular bunlar.
Örneğin, Rusya’nın ne düşündüğü önemli…
Rusya, her anlamda Suriye’nin en yakın müttefiki çünkü. Ama öte yandan Rusya, Türkiye’nin de iyi ilişkiler içinde bulunduğu ülke.
Suriye ile Türkiye arasındaki en küçük bir sorun, bir gerilim, bir anlaşmazlık Rusya’yı da ilgilendirir.
Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana Moskova’nın bir gözü Şam’daysa, diğer gözü de Ankara’da.
Çok ilginçtir, aşağı yukarı beş yıldır, Şam ve Ankara arasındaki gerilimi kontrol altında tutmayı başarıyor Ruslar.
Tabii aslında “Putin” demek gerek. Rusya Devlet Başkanı, Türkiye’yi karşısına almadan Şam’ı desteklemeyi sürdürüyor.
Bu, gerçekten büyük beceri isteyen bir iş…
Örneğin Putin, dün, Kremlin’de Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile yaptığı görüşmenin ardından, Türkiye’ye “IŞİD’e karşı Suriye ile birlikte olma” çağrısında bulunurken, “Kötülükle mücadele söz konusuysa güç birliği şarttır” diyordu.
Ve Rus lider Arap Birliği’nin de desteğini alıyordu. Birlik Genel Sekreteri Nebil El Arabi, Moskova’nın Ortadoğu’daki krizlerle ilgili politikalarını “çok akıllıca” bulduklarını söylüyordu.
Öyle görünüyor ki, Rus diplomasisi krizlerin çözümünde yapıcı politikalarla bölgeye ağırlığını koymuş bulunuyor.
ABD’nin, İngiltere’nin, Fransa’nın ve de İsrail’in şapkaları önlerine koyup düşünmelerinin zamanı geldi de, geçiyor bile…
Suriye ordusundan IŞİD’e darbe
Suriye ordusu, uzun bir aradan sonra, yeniden IŞİD ve El Nusra’yı püskürtmeye başladı. Askeri birlikler, şiddetli çatışmalara sahne olan Haseke kentinin güneyindeki Naşva semtini teröristlerin elinden almayı başardı.
Başarının dikkat çekici bir yanı da, IŞİD’e karşı Suriye ordusunun YPG’den destek almadan savaşmasıydı. Ordu ortak cephe oluşturmayı önerdi, ne var ki, YPG kabul etmedi.
İç savaşa kadar Haseke kentinde Kürtler, Araplar ve Asuriler birlikte yaşıyorlardı. (Kaynak: BBC)
AAYB’de Batılılar ABD’yi değil Çin’i dinlediler
ABD’nin muhalefetine karşın Çin’in öncülüğünde 57 ülke tarafından kurulan Asya Altyapı Yatırım Bankası’nda imzalar atıldı.
Dünya Bankasına rakip olması beklenen AAYB’nin kuruluş anlaşmasını Pekin’deki törende ilk imzalayan, Avustralya Maliye Bakanı Joe Hockey oldu.
Türkiye’nin de kurucu üyeleri arasında olduğu AAYB, Çin’in giderek yükselen küresel ekonomik ve politik rolünün bir göstergesi olarak kabul edildi.
ABD’nin yanı sıra Japonya’nın da karşı çıktığı bankanın kuruluş amacının Asya’daki enerji, ulaşım ve diğer alt yapı projelerini desteklemek olduğu bildirildi.
AAYB’nin kurucu üyeleri arasında İngiltere, Almanya, Rusya, İsviçre, Yeni Zelanda ve Güney Kore de bulunuyor.
100 milyar dolar sermayeli bankanın en büyük hissedarı Çin… Yüzde 30 hisseli Çin’i, yüzde 8,4’le Hindistan, yüzde 6,5 ile Rusya izliyor.
Türkiye ise yüzde 2,6’lık hisseyle 12’nci ortak durumunda.