Sığınmacı krizi, Avrupa’nın doğusuyla Balkanlar’daki dengeleri allak bullak etti.
Macaristan, Sırbistan sınırını koruma altına alarak transit bölgeler oluşturdu. Yetmedi, Hırvatistan sınırından ülkeye geçişi de engelledi.
Kaostan korkan Hırvatlar sığınmacı akınını Slovenya’ya yönlendirdi. Slovenya da Avusturya kapısını gösterdi.
Polonya ile Çek Cumhuriyeti ise Macaristan’a destek verdi.
Ama hepsi birden Yunanistan ve İtalya’ya yüklendi: Dublin kriterlerine göre sığınmacıların sorumluluğu, ilk ayak bastıkları AB üyesi ülkenin üzerindeydi.
*
Gerçi, zaman içinde, adını İrlanda’nın başkenti Dublin’den alan kriterler tartışmalı hale gelmişti ama anlaşmayı kimse de yırtıp atmamıştı.
Ne var ki, diğer yandan İtalya ve Yunanistan’ın halleri de meydandaydı.
Böylesine zor durumdayken kriter filan dinlerler miydi?
Zaten Almanya Şansölyesi Angela Merkel de Dublin anlaşmasının, yaşanan sığınmacı akını karşısında, geçerliliğini kaybettiğini söylüyordu.
Merkel böyle diyorsa, sığınmacılara geçiş olanağı veriyor diye ne İtalya, ne de Yunanistan suçlanabilirdi.
*
Tabii, sığınmacı krizinin etkileri Avrupa’nın doğusu ve Balkanlar’la sınırlı değil. Anakaranın her yanı, her köşesi etki altında.
Örneğin İsviçre… Ülkede bugün yapılacak parlamento seçimine yön veren tek bir etken var: Sığınmacı akını!
Ne ekonomi, ne İsviçre Frangı’nın değer kaybı, ne çevre konularına gösterilen duyarlılık… Belirleyici olan “kavimler göçü”.
Kavimler göçü, sağcı İsviçre Halk Partisi SVP lideri Christoph Blocher’in sığınmacı akınına taktığı isim.
SVP’nin seçim sloganı da şöyle: “İltica kaosuna son!”
Bu slogan, anketlere göre, SVP’ye seçimi kazandıracak gibi görünüyor.
*
Angela Merkel’in bugünkü İstanbul ziyareti Avrupa açısından çok önemli. Merkel, sadece Almanya’nın değil anakaranın lideri olarak geliyor.
Dersini de çalışmış durumda:
“Türkiye’de 2,1 milyon Suriyeli sığınmacı var. Bunlardan yalnızca 300 bin kadarı kamplarda yaşıyor. Geri kalanların ne istihdam piyasasında, ne de sosyal güvenlik sisteminde kayıtları var… Türkiye’ye destek olacağız.”
Ama Merkel, gerçekte, Avrupa’yı kurtarmaya çalışacak, Türkiye’ye destek oluyormuş gibi yaparak…
*
Bugün Avrupa’nın gözü İstanbul’da…
Tabii Türkiye’nin de…
Türk suyu Rumları korkuttu
Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasında denizin altından borularla döşenen su şebekesi Kıbrıs Rum kesiminde endişe yarattı. Rum Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şebekenin uluslararası hukuka ve yasalara aykırı olduğu iddia edildi.
Açıklamada, “Su projesi, ada üzerindeki Türk nüfuz ve denetimini en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen yasadışı bir eylemdir” denildi. Türk tarafıysa, istendiği takdirde Kıbrıs Rum kesimine de su verileceğini belirterek “Belki güneye verilecek su, adaya barış gelmesine yardımcı olacaktır” görüşünü savundu.