Sorun, İngiltere’yle Rusya arasındaydı. Sonra ABD, Almanya ve Fransa da devreye girdi.

Ve ortak bir açıklamayla hepsi birden Rusya’nın karşısına dikildi.

Ajan kriziydi konu.

İngiltere’de yaşayan eski bir Rus ajanı ve kızı zehirlenmiş ve hastanelik olmuşlardı.

Başbakan Theresa May, İngiliz istihbaratının da kullandığı ajanla kızının başına gelenlerden Rusya’yı sorumlu tuttu.

Somut bir kanıt var mıydı? Yoktu.

*

Ancak May’e göre bu olayın başka bir mantıklı açıklaması da yoktu.

İngiltere Başbakanı’nın mantığı, “Saldırının sorumlusunun büyük ihtimalle Rusya olduğunu” söylüyordu.

İngiltere, ABD, Almanya ve Fransa’nın ortak açıklaması May’in bu mantığının kanıt yerine sayılmasının ardından geldi.

Açıklamanın bir bölümünde şöyle deniyordu:

“Askeri amaçlı olarak Rusya tarafından geliştirilen sinir gazı 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da ilk kez saldırı amaçlı kullanılıyor. Bu durum aynı zamanda İngiltere’nin de egemenliğine bir saldırı. Öte yandan Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin ve uluslararası hukukun da açıkça ihlali. Hepimizin güvenliği tehdit altında.”

*

ABD Başkanı Donald Trump, fırsatı değerlendirmekte gecikmedi. İrlanda Başbakanı’nı Beyaz Saray’da kabulünde yaptığı konuşmada Trump, “Olayın arkasında Rusya görünüyor. Bunu ciddiye alıyoruz” dedi.

Ve enformatik bombardıman başlatıldı:

“İngiltere’deki saldırı Batılı hükümetlerin Putin’in giderek saldırganlaşan tavrına ‘dur’ diyememelerinin sonucudur.”

“Putin’i durdurmanın yolu Batılı ülkelerin kuracağı ittifakın ortak tavır almasından geçer.”

“Başta Amerika olmak üzere tüm Batılı ülkeler İngiltere’nin yanında yer almalıdır. Yoksa Putin’in emelleri ve cesareti katlanarak büyüyecektir.”

*

Sanki Batılılar Rusya’ya savaş açacaklardı da saflarını sıklaştırmaya çalışıyorlardı.

Theresa May’in birdenbire ortalığı ayağa kaldırmasından, Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ın elinde tek bir kanıt olmadan “Emri Putin vermiş olmalı” şeklindeki iddiasından, bu yönde kuşku duyanlar haksız sayılmazlardı.

*

Moskova, suçlamalarla ilgili olarak İngiltere’den kanıt göstermelerini isterken kuru gürültüye pabuç bırakmayacak gibi görünüyor.

Soruşturma talep etti, İngilizlere yardıma söz verdi.

Yetmedi, kendisi de Rusya’da dava açtı. Hem baba-kız Skripal’lerin durumunun hem de Londra’da ölü bulunan Rus işadamı Nikolay Gluşkov cinayetinin aydınlatılmasını Putin de istiyordu.

 

Skripal vakası nedir?

 

66 yaşındaki Sergey Skripal 1995’ten bu yana İngiliz Dış İstihbarat Servisi MI6 hesabına çalışan eski Rus albayı. Dışişlerinde görevliyken devlet sırlarını 100 bin dolar karşılığında İngilizlere verirken yakalandı. 13 yıl cezaevinde yattı. 2010’da ABD’yle yapılan casus takasında salıverildi. O yıldan bu yana İngiltere’de yaşıyor. 4 Mart’ta Salisbury’de kızı Yuliya’yla birlikte bir restoranda yemek yerken zehirlendi. Baba-kız yoğun bakımdalar.