İdlib’deki terörist grupların ABD tarafından korunduğunu tüm dünya biliyor.
Peki ABD onları niçin koruyor?
Tabii ki, zamanı geldiğinde Esad’a ve onun müttefiklerine karşı kullanmak amacıyla. Çünkü onlar Washington açısından hiçbir değeri olmayan insanlar.
O nedenle İdlib denildiğinde ABD’nin asıl sorunu Esad’ın devrilmesi, rejimin değiştirilmesi ve dolayısıyla Rusya’nın, Suriye üzerindeki etkileme gücünün kırılması, mümkünse yok edilmesi oluyor.
Washington’ın temel hedefinin buna yönelik olduğuna ilişkin ciddi veriler de var.
Örneğin, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı James Mattis’in tehdit içerikli son çıkışları ve yeniden gündeme sokuşturulan “kimyasal saldırı” senaryosu bunun kanıtları sayılabilir.
***
Gelelim Rusya cephesine…
Moskova’nın tüm bu gelişmeleri yakından izleyip olası çatışma hesaplarını yaptığı düşünülürse ABD saldırısına seyirci kalmayacağını tahmin etmek zor değil.
Ama öyle görünüyor ki, Trump Amerikası, savaş olasılığı da dahil olmak üzere her şeyi göze almış durumda.
Rusya’nın olası bir kimyasal saldırı hazırlığına ilişkin hem Birleşmiş Milletler hem de Kimyasal Silahların
Yasaklanması Örgütü OPCW’ye gerekli kanıtları sunması işe yarayacak mı, göreceğiz. Ancak Moskova, Batılı istihbarat örgütlerinin provokasyon hazırlığı yaptığına ilişkin iddialarında ısrarlı. Kremlin’in bu konudaki görüşünü
de Rusya Devlet Duması Savunma Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Aleksandr Şerin’in açıklamasından öğreniyoruz:
“ABD Suriye’ye saldırı düzenleyecek. Çünkü bu tür eylemler Washington’ın tüm dünyayı korku içinde tutmak ve kendi ekonomisine destek sağlamak için yaşamsal öneme sahip. ABD uzun süreli bir reklam ve duyuruyla yeni bir popüler gösteri yapmaya hazırlanıyor.”
***
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in en büyük endişesinin “İdlib” olduğunu belirtiyor Alman medyası. Nedeni, İdlib’den Türkiye’ye, Türkiye’den de Avrupa’ya yeni bir göç hareketinin yaşanma olasılığı.
Bu noktada sığınmacıların arasına karışacak teröristler sorunu ortaya çıkıyor ki, asıl korkutucu neden de bu oluyor.
Almanya’da diplomatik kaynakların elindeki verilere göre İdlib’de silahlı muhalefetin dışında IŞİD, El
Kaide ve benzeri diğer örgütlerle bağlantılı 10 bin teröristin olduğundan söz ediliyor.
***
Oysa ABD 4 milyon nüfuslu İdlib’deki teröristlerin adını bile anmıyor.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Şam’ın olası İdlib operasyonuna tepki verirken şöyle diyor:
“Zaten evlerini terk etmek zorunda kalmış olan ve şu anda İdlib’de bulunan 4 milyon Suriyeli bu saldırıda acı çekecek. Bu hiç iyi bir şey değil.”
Peki teröristlere ne olacak? Alman istihbaratı biliyor da, CIA mı bilmiyor?
***
İdlib’le ilgili haberlerde asıl sürpriz, Beyaz Baretliler’den geldi. Meğer terörist gruplarla birlikte kimyasal saldırı senaryolarını gerçekleştiren Beyaz Baretliler de kentteymiş.
Oysa Suriye’den ayrılmışlardı ABD ve İsrail kaynaklı haberlere göre.
Hatta Beyaz Baretliler’i İsrail Ürdün’e kaçırmıştı, oradan da havayoluyla Avrupa ve ABD’ye gönderilmişlerdi. Demek ki hepsi yalanmış. Beyaz Baretliler proje gereğince İdlib’e yerleştirilmişler.
***
Yoksa İdlib’de 44 çocuğu kaçıran Beyaz Baretliler mi? Provokasyonun eli kulağında mı?