Flipboard
Papa Françesko’nun ziyaretiyle birlikte bir dinler arası diyalog lafıdır gidiyor. Ama kim ne anlıyor, ne diyor, tartışmaları izleyenlerin kafası karışıyor.
Vatikan Devlet Sekreteri ve Başbakan Kardinal Pietro Parolin, Papa’nın Türkiye’yi ziyaretinin asıl amacının dinler arası diyalog olduğunu vurgularken, ama bu diyaloğun daha çok kiliseler arasındaki dostluk ilişkilerini kapsayan bir temas olduğunu belirtiyor.
Parolin’in Vatikan televizyonuna yaptığı açıklamaya göre Papa’nın Türkiye ziyaretinde hedef, kiliseler arasındaki dostluk, işbirliği ve diyalog bağlarını güçlendirmek, [Irak’ta ve Suriye’de] zulüm altındaki, zor durumdaki Hıristiyanların endişelerini paylaşmak ve dile getirmek…
***
İyi de, dinler arası diyalog denilince, bundan, Müslümanlarla Hıristiyanların diyaloğu anlamı çıkmıyor mu?
Bu sorunun yanıtını da Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’den alalım. Görmez, İtalyan La Stampagazetesine yaptığı açıklamada bakın neler söylüyor:
“Dinler arası diyalog İslam ile Hıristiyanlık arasında kullanılan bir tabir değildir. Vatikan’ın kullandığı dinler arası diyalog tanımlaması daha ziyade Hıristiyan kiliselerinin birbirleri arasındaki diyaloğu içermektedir.
Elbette dini yapıların dünyanın ahlaki sorunlarıyla ilgili olarak birbirleriyle konuşmaları mümkündür. [Ama] bu tür ziyaret ve ilişkileri, mütevazı ve beşeri ilişkilerin ötesine taşımak bizi hakikatten uzaklaştırır.”
***
Kardinal Parolin ile Diyanet İşleri Başkanı Görmez hemen hemen aynı görüşte sayılırlar.
Vatikan’a yakın kaynaklar da bu görüşü doğrular nitelikte haber üretiyorlar:
“Papa’nın Türkiye ziyaretinin esas amacı Ortodokslara bir kardeşlik jestinde bulunmak… Yani, ekümenik boyut önemli. Françesko, Bartholomeos ile İstanbul’da bir araya gelecek ve ortak bir bildiri imzalayacak.”
***
Ne var ki, dinler arası diyaloğun farklı yorumları da yapılmıyor değil. Örneğin, ilahiyat disiplini, din adamlarına destek vermiyor.
Almanya’da Osnabrück Üniversitesi İslam İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rauf Ceylan, “Biz akademisyenler farklı bir görüşe sahibiz” diyor. Ceylan’ın görüşü şöyle:
“Diyalog, ‘Benim gerçeklerim var, bunu gidip başka dinlere dayatayım’ anlamına gelmez. Diyalogda dinlerin gerçekleri, ortak özellikleri ve farkları konuşulur. Yani tek yanlı bakılmaz.
Almanya’da Müslümanlarla Hıristiyanlar arasındaki diyalog iyi sonuçlar veriyor. İşçi göçünün başlangıcında kiliseler kapılarını Müslümanlara açmış, onlar da buralarda bayram namazı kılmıştı.
Diyalogdan başka alternatifimiz yok.”
***
Peki, Papa’nın kendisi ne diyor? Papa, akademisyen görüşüne yakın görünüyor. Papa Françesko dinler arası diyalog kurulması çağrısında bulunuyor. Katoliklerin ruhani lideri, “Bizim diyaloğa ihtiyacımız var. Çünkü birçok ortak değere sahibiz” diyor.
Françesko, Papa’dan çok filozofa benziyor. Sağlam bir barış inşa etmekten söz ediyor. Bu çabayı sabırla ileri götürmek gerektiğini söylüyor. Ve şunu vurguluyor:
“Bu barış insanlığın onuruna bağlı olan hedefler ve temel haklara saygı üzerine kurulmalıdır!”
Bu dönemde hiçbir Batılı liderde görülmeyen entelektüel bir vizyon…
Papa Françesko Vatikan’a hiç uygun biri değil! (Kaynak: BBC ve DW)
