Arap Birliği liderleri, “Ortak Arap Ordusu” kurulması konusunda anlaşmaya varabilecekler mi?
Görüşmeler Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde gerçekleşti.
İsrail’den hiç ses yok. Oysa tepki vermeliydi.
Hatta ABD’nin, İngiltere’nin ve Fransa’nın da, bu konuda, İsrail’in arkasında durması gerekirdi.
Öyle ya, bugün Yemen/İran sorunu nedeniyle oluşturulacak ortak ordu yarın silahlarını İsrail’e çeviremez mi?
Ama İsrail, ABD ve Avrupa… Arapların hedefi İran olunca, tepki göstermiyorlar.
Bu arada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Arap liderleri zirvesine ilginç bir mesaj gönderdi.
İlginçlik şuydu: Araplar İran’a karşı ortak ordu oluşturmaya çalışırken Putin, asıl görevlerinin bağımsız bir Filistin devleti kuruluşunun sağlanması olduğunu anımsatıyordu.
Öte yandan İsrail, 4 aydır dondurduğu Filistin’in vergi gelirlerini serbest bırakmaya karar verdi.
Filistin 2014 Aralık ayından bu yana Batı Şeria ve Gazze’deki 160 bin kamu çalışanının maaşlarını yarı yarıya ödeyebiliyordu.
Peki, Arap Birliği 4 aydır ne yapıyordu?
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı arayıp halini hatırını sormuş muydu?
Filistin topraklarında elde edilen vergi gelirlerini işgalci İsrail’in topladığını, isterse ödediğini, istemezse ödemediğini, Filistin halkını aç ve açıkta bırakarak zulmettiğini tüm Arap ülkeleri bilmiyor muydu?
Gelelim son günlerdeki olaylara…
Filistin’in Ramallah kentindeki Celezon mülteci kampında üç gün önce 20 yaşındaki Ali Safi’nin İsrail askerlerince öldürülmesine, aynı kampta önceki gün çıkan olaylarda İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucunda 15 Filistinlinin yaralanmasına, ne diyor Arapların birliği?
Rutin olaylar diyerek geçip gidiyorlar anlaşılan…
Lübnan Hizbullahı lideri Seyyid Hasan Nasrullah’ın şu saptaması önemli ve oldukça açıklayıcı: “İran’ın şansı Suudilerin yanlış politikalarıdır!”
Nasrullah, bu tezi şöyle savunuyor:
“Son 20-30 yıldaki Suudi dış politikasına baktığımızda, diplomasisini incelediğimizde hiçbir başarı göremiyoruz. Tam tersine yenilgi üzerine yenilgi görüyoruz. Bunun nedeni yanlış politikalar, yanlış düşünceler ve Suudi askeri aklının [yetmezliği] sorunudur.
Bu yanlış politikalar, yolun İran’a açılmasına neden oluyor. İran, hiçbir çaba göstermese bile yol ona açılıyor.”
İlginç değil mi? Hizbullah lideri Ortadoğu’daki olayları değerlendirmek isteyenler için ezberleri bozacak yeni bir pencere açıyor… (*)
(*) Lübnan’daki el-Menar ve el-Meydin televizyonlarında yayınlanan konuşma. Yakın Doğu Haber (YDH), 28.3.2015.
Zirveden değişik sesler
21 Arap ülkesinin liderleri ve temsilcilerinin katıldığı 26. Arap Birliği zirvesinde Yemen’in düşük Cumhurbaşkanı Mansur Hadi, ülkenin kalkınması için bir “Arap Marshall Planı”na ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Hadi, “Aksi takdirde yıkılan devleti yeniden tesis etmek mümkün olmayacaktır” dedi.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz de Arap ülkelerinin içinde bulunduğu acı verici durumun, dökülen kanların ve istikrarsızlığın mezhepçilikten kaynaklandığını savundu.
Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el-Ahmed ise “Arap Baharı denilen sürecin istikrarsızlık, kalkınmada ve ekonomide gerilemeden başka bir şey getirmediğini” belirtirken “Suriye krizinin de ancak siyasi çözümle aşılabileceğini” savundu.