Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi Aralık ayını önemli diplomatik hamlelerle geçiriyor.
Sisi, ayın ilk haftasında üç konuyu görüşmek üzere Ürdün Kralı Abdullah’ı ziyarete Amman’a gitmişti.
Üç konudan birincisi Irak sorunuydu. Sisi ve Abdullah, Irak’taki karışıklığın sona erdirilmesi için ulusal birliğin sağlanmasının önemini vurgulamışlardı.
İkinci sorun Suriye’ydi. Bu ülkede de iç savaşın sona ermesi her iki lider tarafından siyasi çözüme, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğe bağlanıyordu.
Üçüncüsü de Filistin sorununun çözümüydü. Bunda da tek adres barış masası olmalıydı.
x
Mısır Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada Sisi ve Kral Abdullah’ın bölgesel gelişmelerin yanı sıra “ortak kaygıları” da ele aldıkları bildirilmiş ama bunların neler olduğu konusunda herhangi bir bilgi verilmemişti.
Ayın ikinci yarısında Mısır’ı ilgilendiren bir önemli gelişme daha yaşandı: Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri Katar’ı da aralarına alarak Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’ye tam destek verdiler.
Böylece Türkiye dışında Sisi’ye muhalefet eden ülke kalmamış oldu.
x
Şu anda Mısır lideri Pekin’i ziyaret ediyor. Ziyaret nedeni Çin’le büyük projeler bazında işbirliği sağlamak…
Sisi, Çin şirketlerini ülkesine davet ederken Çin Başbakanı Li Keqiang da Mısır’da hızlı tren, demiryolu ve nükleer santral projelerini gerçekleştirmeye hazır olduklarını söyledi.
x
Peki Türkiye Kahire’yle mevcut iletişimsizliğe son vererek ilişkileri canlandırmayacak mı?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ılımlı yaklaşımına karşın Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama Ankara’nın buna henüz hazır olmadığını gösteriyor.
x
Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç, bu konudaki soruya verdiği yanıtta, “Demokrasiye tam anlamıyla dönülmesi halinde Mısır’la ilişkilerimizin normalleşebileceğini” ifade etti.
Demek ki daha zamana ihtiyaç var…
Almanya’da “Takım Elbiseli Naziler”
Almanya’da İslamafobik bir kitle her geçen gün büyüyor.
Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar (PEGİDA) adıyla ortaya çıkan birkaç yüz kişilik grup kısa zamanda binlerce kişiye ulaştı.
Sosyal Demokratların bu göstericileri “Takım Elbiseli Naziler” olarak adlandırmasına karşın sayıları azalmıyor, artıyor. Ve Dresden kentinde başlayan PEGİDA hareketi diğer kentlerde de yayılıyor.
Merkel yönetiminin tanısı aşırı sağcılık. Şu anda tehlikeli mi? O kadar değil. Değil çünkü gösteriler Hitler dönemini hatırlatması nedeniyle toplumda rahatsızlık yaratıyor. PEGİDA karşıtı gösterilere binlerce kişinin katılımının da bu rahatsızlıktan kaynaklandığı belirtiliyor.
Ne var ki, Almanya son derece ciddi bir oluşumla karşı karşıya. Tabii Avrupa da… “Medeniyetler Çatışması” teorisyeni Huntington, İslam dinini Batı’nın düşmanlarını yetiştiren bir kaynak olarak gösterdiği için, işte şimdi zil takıp oynayabilir.
Siyah öldürmek rutin olay oldu
ABD’de bir siyah daha polis kurşunlarıyla can verdi.
Öldürülen yine çok gençti, Michael Brown gibi 18 yaşındaydı. Adı Antonio Martin’di. Polise silah çektiği ileri sürüldü.
Jüri mekanizması, daha önce Ferguson’da Michael Brown’ı, New York’ta Eric Garner’ı öldüren polisleri nasıl akladıysa, olasıdır ki Martin’i öldüren polisi de aklayacak.
Peki, ABD’de bir siyah polis bir beyazı öldürürse, ne olur? Yoksa jüri mekanizması siyah polisi de mi suçsuz bulur?