İsrail’in başkenti Tel Aviv’e iki füze fırlatılmış Gazze’den. Siren sesleri başkenti ayağa kaldırmış, sivillere sığınaklara inme çağrısı yapılmış. Demir Kubbe füze savunma sistemi füzelerden birini etkisiz hale getirmiş, diğeri düştüğü yerde patlamış, şarapnel parçaları binalara isabet etmiş vs.
Başbakan Benyamin Netanyahu acil bir güvenlik toplantısı düzenlemiş askeri yetkililerle. İsrail ordusu hemen harekete geçirilmiş ve savaş uçakları Gazze’yi bombalamış.
*
İsrail tarafından bakıldığında olay böyle. Ama Filistin tarafından bakıldığındaysa böyle değil.
Önce şu veriyi paylaşalım: Gazze’den yapıldığı bildirilen sözde saldırının ardından İsrail ordusunun sözcüsü önceden Mossad’dan bir istihbarat almadıklarını, bunun da kendileri açısından sürpriz olduğunu belirtiyor.
Bundan şunu anlıyoruz: Bugüne değin Filistin tarafından düzenlenen saldırılarda Mossad’ın önceden haberi oluyordu, Tel Aviv de gereken önlemi alıyordu.
*
Peki, bu kez ne oldu? Bu kez Gazze’den İsrail’e hiç saldırı olmadı.
Ama suçlanan iki örgüt var. Biri Hamas, diğeri de İslami Cihat. İkisi de suçlamaları reddetti. Gazze’yi ziyaret eden Mısır heyetine de söz konusu saldırıyla ilgileri olmadığını belirttiler.
Bu arada Katar’ın El Cezire televizyonu her iki örgütün, İsrail’in iddialarını yalanladıklarını duyurdu. Oysa İsrail, Hamas ve İslami Cihad’ın “saldırının sorumluluğunu üstlendiklerini” iddia ediyor.
*
Peki, İsrail bu füze saldırısı iddiasıyla ne yapmak istiyor? Daha doğrusu Başbakan Netanyahu’nun amacı ne?
Suriye, İran ve Filistin’deki kaynaklara göre birincisi, yaklaşan seçimler.
9 Nisan’da Netanyahu yeniden aday olacak ama anketler ona şans tanımıyor. İkincisiyse aleyhindeki yolsuzluk davası.
Her iki engeli de Filistin’de, olmadı Suriye’de bir savaş başlatarak aşmak isteyecektir.
İyi de ABD buna izin verir mi?
Başkan Donald Trump’ı ikna edebilir Netanyahu.
Tamam da Rusya bu duruma seyirci kalmaz. Hele Suriye’deki pozisyonu bu kadar güçlü hale gelmişken…
*
Beşar Esad’ın “Suriye’de daha savaş bitmedi” mesajını da atlamamak gerek. Daha yeni başlıyoruz demek istiyor sanki.
Öyle ya, Golan Tepeleri İsrail’de mi kalacak?
ABD’nin “işgal altındaki Golan Tepeleri” ifadesinden vazgeçip yerine “İsrail kontrolündeki Golan Tepeleri” ifadesini kullanmaya başlaması kendi bileceği bir şey. Yoksa Suriye’nin o tepeleri İsrail’e hediye edeceğini mi düşünüyor Washington?
Trump istediği kadar İsrail’in güvenliğine yatırım yapsın, istediği kadar Demir Kubbe’nin yerine THAAD savunma sistemi yerleştirsin Suriye, toprak bütünlüğünü korumakta kararlı görünüyor. Şam yönetimine hiç kimse toprakların için savaşamazsın diyemez.
*
ABD/AB, Suriye’nin yeniden inşası, ekonomisinin canlanması ve kalkınması için ne yaptırım uygularsa uygulasın, o konularda da başarılı olamaz artık. Çünkü şimdi Suriye’de Rusya’nın yanında Çin de var.
12 Mart’ta Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan bir heyet Şam’da Cumhurbaşkanı Esad’la bir görüşme yaptı. Heyetin Başkanı Bakan Yardımcısı Chen Xiaodong Pekin’in Suriye’yi terörle mücadele konusunda desteklemekle birlikte kalkınma sürecinde de etkin rol aldığını açıkladı.
*
İsrail, Rusya’yla komşu olmuştu, canı sıkılsa da geçinip gidiyordu. Ama Çin bambaşka. Suriye ve Filistin artık kolay lokma olmayacaklar…