Bir ABD Başkanı uçağıyla Brüksel’e iniyor ve onu sadece protokol müdürü karşılıyor. Olacak şey değil! Ama oldu işte…
Donald Trump NATO zirvesi için geldiği Belçika’nın başkentinde resmen yalnız bırakıldı.
Peki o sırada hükümet ve Kraliyet neredeydi? Hepsi Belçika-Fransa maçındaydı.
Başbakan Charles Michel, eski bir futbolcu dostuyla ekran başındaydı.
Kral Philippe’le Dışişleri Bakanı Didier Reynders’se Rusya’da tribündeydi.
ABD Başkanı NATO toplantısı için Brüksel’e gelmiş, Kral dahil kimse umursamıyor. Futbol, özellikle de Dünya Kupası olunca müthiş bir bahane…
Trump, bu durumu içine sindirebildi mi acaba?
*
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, adaşı ABD Başkanı Donald Trump’a, Brüksel’e hareketinden önce bir mesaj göndermiş. Mesajda bir uyarı var Trump’a. Daha doğrusu bir yol gösterme… “Lütfen müttefiklerinizin kıymetini bilin” diyor.
Tusk’ın NATO-AB ortak bildiri imza töreninde yaptığı konuşma tam olarak şöyle: “Uzun süredir ortak savunma kabiliyetine yetersiz katkı sunduğu iddiasıyla neredeyse her gün Avrupa’yı doğrudan eleştiren Trump’a seslenmek istiyorum: Sayın Başkan, ABD bugüne değin Avrupa’dan daha iyi bir müttefike sahip olmadı ve olmayacak da… Dostlarınızın değerini bilin, neticede çok fazla dostunuz yok!”
Tabii Trump ince mesajları hiç dikkate almıyor. Alsa, alabilse belki daha az yanlış yapacak ve ortalığı böylesine kırıp dökmeyecek ama kendini tutamıyor.
Örneğin dün Almanya’yla ilgili söyledikleri, bırakın ABD Başkanlığını, en etkisiz ülkenin liderine bile yakışmayacak türden: Neymiş, Almanya milyarlarca dolarlık doğalgaz anlaşması yaptığı Rusya’nın tutsağı olmuş. Almanya Rus gazına milyarlar öderken NATO Almanya’yı Rusya’dan koruyormuş.
ABD Başkanı bunları söylüyorsa hemen arkasından şunu söylememesi gerekir: “New York’un 5’inci Caddesi’nde çok sayıda Mercedes olmasına karşın, Almanya’nın caddelerinde yeterince Chevrolet yok!”
Anlaşılan asıl derdi Chevrolet Trump’ın ama o konuda Almanya Başbakanı Angela Merkel ne yapsın? Alman halkına zorla Chevrolet mi aldırsın? Böyle bir şey olur mu?
*
Almanya Başbakanı, Trump’ın Chevrolet şikâyetine yanıt verme gereğini duymuyor. Ancak NATO’ya katkıda bulunma konusuyla Rusya’nın esiri olma iddiasını yanıtsız bırakmıyor:
“Almanya NATO için çok şey yaptı. İttifaka en çok asker veren ikinci ülke oldu. Askeri kapasitemizin en büyük bölümünü NATO’ya sunuyoruz. Bugüne değin Afganistan’da en güçlü şekilde müdahil olduk. Bunu yaparak aynı zamanda ABD’nin çıkarlarını savunduk.”
“Almanya’nın Rusya’nın esiri olduğu” iddiasına Merkel’in verdiği yanıtsa şöyle: “Almanya’nın bir kısmının Sovyetler Birliği tarafından nasıl kontrol edildiğini bizzat tecrübe ettim. Bugün özgürlükte birleşmiş bir Federal Almanya Cumhuriyeti olduğumuz için çok mutluyum. Bu yüzden kendi bağımsız politikalarımızı ürettiğimizi, kendi bağımsız kararlarımızı aldığımızı söyleyebiliyoruz. Bu çok iyi bir şey, özellikle de Almanya’nın doğusunda yaşayanlar için…”
*
NATO zirvesinin ilk gününde ortaya çıkan Almanya-ABD arasındaki sorunun bugün yapılacak olan AB-NATO toplantısına da damga vurması beklenirken Trump yine Trump’lığını gösterdi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’le yaptığı görüşmede Almanya’yı yerden yere vuran ABD Başkanı gitmiş, Merkel’in karşısına bambaşka bir Başkan gelmişti.
O Başkan, Merkel’le buluşmasının ardından “Harika bir toplantı yaptık. İnanılmaz bir ilişkimiz var. Neticede iyi birer ortağız ve işbirliğimiz gelecekte de devam edecektir” diye konuşuyordu.
*
Soru şu: Hangi Trump’a inanılacak? Hangisi ABD’nin başkanıydı?