Olay Gazetesi Bursa

Masada sonuç yok, sahada Suriye galip

Suriye’nin görüşüldüğü Cenevre’de dokuz gün süren 4. turdan da sonuç alınamadı. Ne var ki, bu arada, Suriye ordusu Palmira’da son IŞİD grubunu da temizleyerek antik kenti ziyaretçilere açtı. Şam yönetiminin Menbiç’i teslim alması da Palmira’nın ardından gerçekleşti. Halep zaferinden bu yana ibrenin tamamen Suriye’den yana döndüğü görülüyor. Bunda Rusya’nın aktif, ABD’nin pasif desteğinin katkılarını da […]

Suriye’nin görüşüldüğü Cenevre’de dokuz gün süren 4. turdan da sonuç alınamadı.

Ne var ki, bu arada, Suriye ordusu Palmira’da son IŞİD grubunu da temizleyerek antik kenti ziyaretçilere açtı.

Şam yönetiminin Menbiç’i teslim alması da Palmira’nın ardından gerçekleşti.

Halep zaferinden bu yana ibrenin tamamen Suriye’den yana döndüğü görülüyor.

Bunda Rusya’nın aktif, ABD’nin pasif desteğinin katkılarını da unutmamak gerek.

Örneğin Suriye askeri birlikleri Menbiç’e girerken Ruslar zırhlı araçlarla destek veriyor, ABD askerleriyse yakından izliyordu. Ama ayrıca Moskova Pentagon’u da bilgilendiriyordu.

Anlaşılan o ki, sahadaki tüm aktörler IŞİD’e odaklandığı takdirde Suriye ordusu Rakka’ya da girerek 7 yıldır süren krize noktayı koyacak.

İşte o zaman, Suriye’de savaşan güçler arasındaki gerilimin azalması da olanaklı hale gelecek.

Özellikle de Türkiye-ABD ilişkilerinde…

 

Ulusal birlik ve toprak bütünlüğüne vurgulama

 

BM tarafından yayınlanan Cenevre-4’ün 12 maddelik Suriye belgesinde ilk iki madde ulusal birliği, toprak ve toplumsal bütünlüğü kapsıyor. Çok önemli. Suriye’nin parçalanmasını hedef alanlara adeta yanıt niteliğinde… Üstelik İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’nin geri alınmasını da gündemde tutup tazeliyor.

İşte birinci madde:

“Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına ve bölgesel yaşamına saygı gösterilmesi; toprak bütünlüğünün ve farklı etnik yapılara mensup toplumsal bütünlüğünün korunması…”

Ve ikinci madde:

“Suriye’nin ulusal egemenliğinin desteklenmesi, onun iç işlerine karışılmaması, uluslararası toplumun BM sözleşmeleri çerçevesinde rol oynaması, Suriye topraklarının hiçbir parçasının birtakım tavizler karşılığında kaybedilmemesi ve Suriye halkının işgal altındaki Golan’ı yasal yollardan geri alması…”

 

Trump’tan Obama’ya telekulak suçlaması

 

Başkan Donald Trump, seçim kampanyası sırasında Barack Obama’nın telefonlarını dinlettiğini ileri sürdü.

Bu bir telekulak suçlamasıydı ve Trump, ABD’de 1950’lerde yaşanan faşizan döneme, yani “McCarthyizm”e göndermede bulundu.

Donald Trump, “Görevdeki bir başkanın seçimden önce başkanlık yarışını dinletmesi yasal mıdır? Obama, telefonlarımı dinleyecek kadar nasıl düşmüş olabilir” diye sordu.

Tabii, Trump’ın iddiası Obama gibi bir başkan için çok ağır bir suçlama oldu. Ne ki, ilk planda suskun kalmayı seçti, hemen yanıt vermedi.

Ancak başkanlık döneminin dış politika danışmanı Ben Rhodes Twitter üzerinden şu ifadelerle tepki gösterdi:

“Hiçbir başkan dinleme emri veremez. [Başkanlara] bu kısıtlama, vatandaşları senin gibi insanlardan korumak için getirilmiştir.”

Washington’da yeni bir skandal patlamak üzere…