Engin Özpınar
Engin Özpınar
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Macron küçük aklıyla büyük işler çevirmek istiyor

ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye’ye yönelik füze saldırısı cumartesi günü sabaha karşı gerçekleştirildi. Gerekçe, Şam yönetiminin Doğu Guta’nın Duma bölgesinde kimyasal silah kullandığına yönelik iddialardı.

Pazar günüyse, yani saldırıdan 24 saat sonraysa söz konusu ülkeler BM’ye başvurarak Duma’da kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığının araştırılmasını talep ettiler.

Bir iddia üzerine ülke bombalayanların ertesi gün BM’den araştırma istemeleri görülmüş bir şey değildi. Örneğin, Irak’ta böyle bir çelişki yaşanmamıştı. Tamam, orada da iddialar doğru değildi ama kılıfına uydurulmamış bir durum da yoktu.

Ama daha vahim olanı Suriye füzelerle vurulurken Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) heyetleri Doğu Guta’ya ulaşmış ve Duma’da araştırma yapmaya başlamıştı.

Anlaşılan ABD Başkanı Donald Trump, İlgiltere Başbakanı Theresa May ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron “vaziyete hâkim” değillerdi.

Neyi, ne zaman yapacaklarını, nasıl tutum alacaklarını bilememişler ve asıl suçlunun kendileri olduğunu kanıtlayan vahim bir hataya imza atmışlardı.

*

Ve saçmalıyorlardı. Saçmaladıkça da kendilerini rezil ediyorlardı.

Örneği yine Macron’dan verelim: Fransız lider, ABD Başkanı Donald Trump’a ayar verdiğini ima yoluyla da olsa açıklamaktan geri durmadı.

Macron, ABD Başkanı Trump’ı Suriye’de asker bulundurmaya devam etme ve füze saldırısı düzenleme konularında kendisinin ikna ettiğini söyledi. Ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanı’na göre harekâtın sadece kimyasal silah üretim merkezleriyle sınırlı kalmasını da kendisi sağlamıştı.

Ne var ki, Beyaz Saray hiç bekletmeden Macron’un iddiasını yalanlayan bir açıklama yaptı. Açıklama şöyleydi: “ABD’nin Suriye planında değişiklik yok. Trump ABD askerlerini mümkün olan en kısa süre içinde ülkeye geri getirme konusunda kararlıdır.”

*

Macron’un densizliği bu kadarla kalmadı. Sanki dünyanın hal ve gidişinden sadece o sorumluymuş gibi Türkiye-Rusya ilişkilerine bulaşmaktan da geri durmadı.

Fransız lider, “Suriye’ye saldırarak Türkiye’yi Rusya’dan ayırdık” diyordu.

Bugüne değin bilinen tüm Fransız liderlerinin en düşük düzeyde olanıydı Macron. Diplomasiden bihaberdi. Elize Sarayı’nda böyle bir lider hiç görülmemişti.

Kasaba kurnazına benziyordu. Türkiye’yle Rusya’nın arasını bozabileceğini mi  düşünüyordu, neydi?

*

Peki Macron, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ne demek istediğini anlamış mıydı acaba?

Çavuşoğlu, “Macron’un sözü doğru bir söz değildir” diyerek Fransa Cumhurbaşkanı’nın kuyruk acısını açıkladı:

Meğer Macron en son Ankara’da yapılan Türkiye-Rusya-İran üçlü zirvesine katılmak istemiş, beni de aranıza alın demişti. (Washington’la Londra’nın bundan haberi var mıydı?)

Ankara, Macron’un talebini Moskova ve Tahran’a iletmişti. Moskova olabileceğini söylerken Tahran kibarca reddetmişti. “Biz üçlü toplantımızı yapalım. Sonra üç artı bir şeklinde başka bir toplantı daha yaparız” demişti. İyi de etmişti.

Macron üçlü toplantıya kabul edilmeyince öfkelendi.

*

Mevlüt Çavuşoğlu’nun Macron’a gönderdiği mesajda kullandığı ifadeler şöyleydi:

“Bunları açıklamak zorunda kalmamalıydık ama bir cumhurbaşkanı gerçeği söylemeyince (Yani yalan söyleyince) belirtmek zorundaydık. Rusya’yla farklı düşüncelerimiz olabilir ama ilişkilerimiz Fransa Cumhurbaşkanı’nın ayıracağı kadar zayıf değildir.”

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X