Libya, 2011 yılında ABD, İngiltere ve Fransa üçlüsünün işgaliyle sömürge haline dönüştürülmüştü.
Bu durum gelecekte neler olacağının da habercisi oldu.
Olanlar şöyleydi:
Libya parçalandı istikrarsız hale getirildi, iç savaş çıkarıldı ve bu arada petrol kuyularına el konuldu.
Ve Libya, aradan 8 yıl geçmesine karşın bir daha kolay kolay belini doğrultamadı.
Ancak… Şu anda, başkent Trablus’ta ulusalcı bir hükümet var ve tüm ulusalcı güçleri kapsıyor.
BM de, Libya denildiğinde Trablus hükümetini tanıyor.
Karşı taraftaysa, ABD’nin desteklediği eski asker Halife Hafter’e bağlı askeri gruplar var. Kendilerini “Libya Ulusal Ordusu” olarak tanımlıyorlar.
ABD’nin silahlandırdığı bu ordu başkent Trablus’u ele geçirerek Libya’nın tek egemeni olmaya çalışıyor.
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan da ABD’nin adamı Hafter’i destekliyorlar.
*
Hafter karanlık bir adam.
Zamanında Kaddafi’nin etkili komutanlarından biriymiş. Ancak güvenilir bir asker değilmiş. Buna karşın paçasını kurtarıp sürgünde yaşamak için ABD’ye gidiyor.
Ve ABD’de onu CIA karşılıyor. 2011’de saldırıdan önce Libya’ya gönderiliyor. NATO’nun ilk operasyonu tamamlanınca Hafter’in görevi sona eriyor ve ABD’ye dönüyor. 2014’te yeniden Libya’da ortaya çıkıyor.
Öyle anlaşılıyor ki, Hafter’in Libya’nın işgalinde ve Kaddafi’nin öldürülmesinde de payı var.
İşte bu Hafter, Trablus hükümetini devirmeyi başaramayınca kalkmış Türkiye’yi suçlamış.
Twitter hesabından yaptığı açıklamada Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiğini ileri sürmüş. “Bu konuda kanıtlarımız var” filan demiş.
İyi de bunu diyen insan kanıtı da ortaya çıkarır. Hani kanıt? Yok!
Hafter, ABD’nin onca desteğine karşın Trablus’taki ulusal mutabakat hükümetini deviremeyince bahaneler üretmeye çalışıyor. Başka ne olabilir?
*
BM, Libya’nın tek hükümeti olarak tanıdığı Trablus yönetimini Hafter’in ordusundan korumaya çabalıyor. Hafter’in Trablus yakınlarındaki askeri faaliyetlerini durdurması için çağrı üzerine çağrı yayınlıyor.
ABD, İngiltere ve Fransa, 2011’de olduğu gibi yeni bir müdahale için fırsat kolluyorlar.
Bu kez amaç, CIA’in adamı Halife Hafter’e Libya’yı teslim etmek.
Yoksa Ankara bu operasyona karşı çıkıyor da Hafter buna mı tepki veriyor?
*
Bakınız, savaşta ölen askerlerin sayısı bilinmiyor ama 50 bin kadar Libyalı sivilin yaşamını kaybettiği BM’nin kayıtlarında yazılı.
Bu savaşın suçluları dönemin ABD Başkanı Barack Obama, Fransa’dan Nicolas Sarkozy ve İngiltere’den David Cameron’dan hesap sorulabildi mi?
Oysa, savaşa neden olan liderlerden ve ülkelerden hesap sorulamadığı sürece dünyaya barış gelmez…