Dünya, ABD Başkanı Donald Trump’ı dengesiz bir lider olarak tanıdı. Çünkü onun ne zaman ne yapacağı, kime ne söyleyeceği, ne karar alacağı ya da aldıracağı belli değildi. Esiyor, gürlüyor, atıp tutuyor, savaş naraları atıyor, herkesi korkutuyordu. O yüzden Trump’tan söz edilirken insanlar kendilerini tehlike içinde, tehdit altında hissediyorlardı.

Trump’ın bu halinin günün birinde işe yarayacağı kimin aklına gelirdi?

Savaş çıkarmak kolaydı. Zor olan, dış ilişkilerdeki gerginlikleri barışçıl adımlarla yumuşatmak ve çözüme götürmekti.

*

İşte Kuzey Kore sorununda Trump’ın dengesizliği bu işe yaradı.

Kuzey Kore lideri Kim Jong-un “Nükleer denemeleri durdurduklarını” açıkladı. Bu karar, kıtalararası balistik füze denemelerinin durdurulmasını ve bir nükleer tesisin kapatılmasını da kapsıyordu. Tarihi bir karardı, büyük bir karardı.

Trump’tan önceki ABD başkanlarının da hayalinde bu vardı. 

Şimdi Trump’ın başkanlığına denk gelmesi tarihin cilvesiydi.

Öte yandan 21. yüzyılın en büyük siyasi kumarı da deniyordu ABD Başkanı’nın Kuzey Kore görüşmelerine yönelik çabasına. Bu durumda kumarı da kazanmış oluyordu Trump.

*

Kore Yarımadası’na gelecek barışın ABD’nin dışında başka oyuncuları da vardı tabii. Örneğin Güney Kore ve Japonya… Olumlu katkıları yadsınamaz.

Ne var ki, Çin ve Rusya’nın en büyük sorumluluğu üstlenen ülkeler olduğu da bir gerçek. 

Olasıdır ki, Kuzey Kore’nin kendi dış ilişkilerini yönetiminde Pyongyang’a çok yardımcı oldular. Özellikle de Pekin yönetimi… 

Kore İşçi Partisi toplantısında alınan kararda büyük payları olduğunu tahmin etmek zor değil. 

Kararda, sadece nükleer denemelerle füze denemelerinin durdurulması yok, yanı sıra Kuzey Kore ekonomisinin geliştirilmesi ve halkın yaşam düzeyinin yükseltilmesi hedefleri de var.

*
Küresel liderliğe oynayan Çin açısından bakıldığında Kore Yarımadası’nın istikrarı çok önemli. 

Çin Dışişleri’nin yaptığı açıklamada, “kalıcı barış” ve “ortak kalkınma” ifadelerinin altını çizmesinin nedeni de bunlar olsa gerek. Sorumluluk almaya devam edeceğini söylemesinin de…

*

Buraya kadar her şey iyi ve güzel görünüyor da ABD’de Kuzey Kore’nin verdiği sözü tutacağına, bu konuda içten davranacağına inanmanın o kadar kolay olmadığı ileri sürülüyor. 

Lider Kim’den endişeli Washington’daki Trump muhalifleri. 

Varlığını nükleer silahlara ve balistik füzelere bağlayan Pyongyang yönetimi, şimdi silahsızlanma konusunda gerçekten bu kadar ciddi olabilir mi?

*

Bu sorunun yanıtını Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in veriyor: “Kuzey Kore nükleer silahsızlanma konusunda öylesine ciddi ki, ABD Kore Yarımadası’ndaki 28 bin askerini geri çekmeyi reddetse bile sözünde duracaktır.”

Moon Jae-in ayrıca Kuzey Kore’nin tam nükleer silahsızlanmayı kabul ederken Washington’ı rahatsız edecek koşullar ileri sürmeyeceğini de belirtiyor.

Güney Kore liderine göre Pyongyang’ın istediği tek bir şey var: Kendisine yönelik düşmanca politikalar sona erdirilsin ve ülkenin güvenliği tehdit edilmesin.

*

Güney Kore Devlet Başkanı’nın söylediklerinden Kuzey Kore’nin teslim olduğu anlamı da çıkartılmamalı.

Rusya ve Çin’in güvencesi olmadan Kuzey Kore’yi nükleer silahsızlanmaya ikna etmenin yolunu hiçbir güç bulamazdı.