Netanyahu liderliğindeki İsrail’le konuşmak ve anlaşmak çok zor.
ABD’yle de öyle… Sadece onlar haklı.
Dünyanın geri kalanıysa aptal mı, aptal.
Hiçbir şeyden anladıkları yok.
Örneğin Belçika Başbakanı Charles Michel…
İsrail’in Brüksel’deki Büyükelçisi Siemona Frankel, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucunda yaşamını yitiren Filistinlilerin tamamının terörist olduğunu savununca Başbakan Michel delirecek gibi olmuş. Çünkü öldürülenler arasında çocuklar da var.
Bu çok üzüntü verici ve ürkütücü bir durum.
İsrailli bir büyükelçi Filistinli denildiğinde çoluk çocuk dahil “terörist” damgasını bastırıyorsa, orada durmak gerek. Bu, hastalıklı bir durumun varlığının işareti.
“Şoke oldum” diyen Belçika Başbakanı’nın yorumu bu açıdan çok anlamlı:
“Bir yanda dram yaşanıyor, diğer yanda gülücüklerle Kudüs’teki ABD Büyükelçiliği açılıyor. Belçika olarak, uluslararası bir soruşturma talep ediyoruz, uluslararası planda bir cezasızlık söz konusu olamaz.”
*
Brüksel’in çağrısı ne kadar etkili olur, bilmek olanaksız.
Bugüne değin İsrail’in güvenlik hakkını savunagelmiş Avrupa, Filistinlilerin güvenlik hakkını da gündemine alabilir mi?
Galiba bu kez umut var gibi görünüyor.
Şöyle ki, İngiltere ve İrlanda hiç zaman yitirmeden hemen Belçika’nın yanında yer aldılar; çağrıya katıldılar. Onları Fransa izledi. Cumhurbaşkanı Macron, İsrail Başbakanı Netanyahu’ya telefon açarak sivillerin barışçıl gösteri hakkını bir kez daha anımsattı.
*
Ne var ki, belirleyici olacak ülke ABD. Herkesin gözü ve kulağı ABD’nin başkentinde.
Trump bu işe ne der? Fanatik bir İsrailci olan ABD Başkanı için kimsenin, “ne derse desin” diyecek lüksü yok.
Bakınız, BM Güvenlik Konseyi’nde Donald Trump’ın düşüncelerini seslendiren ABD Büyükelçisi Nikki Haley, GK üyeleriyle adeta vuruşarak mücadele etti, İsrail’e toz kondurmadı.
Halley’e göre İsrail güç kullanmakta haklıydı. Gazze’deki şiddet olaylarının nedeni ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması değil, Hamas’tı. Gazze sınırında İsrail askerlerinin 62 sivil Filistinliyi öldürmesine Halley hiç değinmedi. Üzüntü duysun, acıları paylaşsın… Böyle bir şey olmadı. BMGK toplantısında konuşan bir insan değildi sanki, daha çok bir robota benziyordu.
ABD, bu tutumuyla İsrail’e cesaret veriyor. Az buz da değil. Tel Aviv, Filistinlileri öldürmekte kendini özgür hissediyor.
*
BM’deki toplantının ardından İsrail Adalet Bakanı Ayelet Shaked’in kullandığı ifadeler bunun birer kanıtı.
İsrailli kadın Bakan, 62 sivilin öldürülmesinin üzerine yaptığı konuşmada “Filistinlilere çok çok iyi davrandıklarını” söyleyebiliyor. Dalga geçiyor yani. Tabii tüm dünyayla. Ve tehdit ediyor, “Gazze Şeridi’ni ele geçirmekten başka çare kalmadı” diyor.
Hele “İsrail’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden korkmadığını” belirtmesi çok korkutucu. Adalet Bakanı ama, adaleti, hukuku tanımam, diyor.
*
Ne ki, korkutucu olan İsrail’in ordusu, silahı değil.
Asıl korkulması gereken onun kışkırtıcılığı…
Kışkırtılanlar saldırıya geçerse, bundan zararlı çıkan İsrail olur!