Batı medyasında ana gündem Malezya uçağının düşürülmesi.
Gazze ikinci planda, hatta daha geride, mümkünse en geride.
İsrail’in katliamlarını hiç vermeyecekler de, o kadarına cesaret edemiyorlar.
Batı dışındaki büyük dünya Gazze’de yaşananları gündemin birinci haberi olarak takip ediyor çünkü.
Ukrayna üzerinde düşürülen Malezya uçağındaki yolcuların ölümleriyse, ne yazık ki, ABD ve AB ile Rusya’nın arasındaki jeopolitik mücadeleye malzeme oluyor.
Sorunun özü, bilindiği gibi, Ukrayna ve Karadeniz dahil Doğu Avrupa’nın Batılıların denetiminde tutulması. Ama diğer yandan söz konusu bölgenin Rusya’nın arka bahçesi olması…
Dünya üzerindeki çözümü en zor denklemlerden biri… Onun için de çözülemiyor zaten.
Ne var ki, ABD ile Avrupa tüm tehlikeleri göze alarak Ukrayna’ya asılıyorlar. Tabii Rusya’nın da “Buyurun sizin olsun” diyecek hali yok.
Ama buna karşın Moskova ağır yaptırımların baskısı altında. Üstelik şimdi de ek yaptırımlar söz konusu.
Putin, acaba, bu kadar yoğun baskıyla karşılaşacağını öngörebilmiş miydi?
Bu sorunun yanıtı “evet” ise Rus liderin hazırlıklı olduğu düşünülebilir. Ama tersi doğruysa işi çok zor…
Ne olabilir? Putin’e yakın işadamlarının ve şirketlerin mal varlıklarının dondurulması uygulamasının kapsamı genişletilebilir.
Tabii bir de, Batılılar tarafından “haydut devlet” olarak suçlanmak var ki, işte o zaman film kopar! Ve yerine başka bir film oynamaya başlar…
Lütfettiler, kınama mesajı yayınladılar
İsrail saldırıyor, Arap Birliği’nin sesi çıkmıyordu. Ne zaman ki, protestolar tüm dünyaya yayıldı, lütfedip İsrail’i kınadılar. Arap Birliği Genel Sekreteri Nabil El Arabi, İsrail ordusunun Şecaiye bölgesine yönelik saldırısının Filistin halkına karşı “savaş suçu” niteliği taşıdığını bildirdi.
Öte yandan Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Mısır’ın Gazze için hazırladığı ateşkes planını desteklediklerini açıkladı. Tabii İsrail’in Mısır planına uyduğu filan yok. Ama Abdullah, Riyad-Kahire beraberliğini dosta düşmana duyurmak istiyor. Gazze, bahanesi.
Suudi Kralı’nın açıklamasındaki şu bölüm dikkat çekici:
“Masum Filistin halkı, Filistinli gruplarla İsrail ordusu arasında yaşanan çatışmaların bedelini ödüyor.”
Kral, İsrail’i bırakıp Filistinlileri suçlamakla kalmıyor, onları birbirine düşürmeye çalışıyor.
Gazze’de ölü sayısı 500’ü geçmiş, 100 çocuk ölmüş… Suudi Arabistan Kralı’nın umurunda mı?
Zavallı Steinmeier
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier bir süre önce İsrail ve Filistin’de temaslarda bulunmuş ve ateşkes için olumlu yanıt alamayınca sessiz sedasız ülkesine geri dönmüştü. Gazze’de silahların susması gerektiğini belirten Steinmeier “ateşkesten başka çıkar yol” göremediğini bildirerek sorumluluğu her iki tarafa da paylaştırmıştı.
Ne var ki, Başbakan Merkel, Obama’ya ayak uydurarak “Almanya İsrail’in tarafındadır” açıklamasını yapınca, Steinmeier’in ince diplomasisi yerle bir oluvermişti.
Şimdi, Steinmeier de aynı kalınlık ve kabalıkta. Demek ki Merkel ona ayar vermiş. Ya da şöyle söyleyelim: Merkel onun da ayarını bozmuş.
Steinmeier dün Macar mevkidaşı ile düzenlediği ortak basın toplantısında şöyle konuşmuş:
“Tabii ki İsrail’in Gazze Şeridi’nden hemen her gün atılan roketlerle düzenlenen saldırılara karşı kendini koruma hakkı vardır. İsrail’in kara operasyonunun arka planında da roket saldırıları vardır.”
Bir Alman dışişleri bakanı, başbakanın baskısıyla, dünya barışı için böylesine önemli bir sorunda doğru bildiği yoldan geri dönüyorsa… Yandı gülüm keten helva!