Kaşıkçı cinayetinin arkasında ve Riyad’ın yanında İsrail de mi vardı yoksa?
Planı onlar mı yaptılar? İşi birlikte mi bitirdiler?
O kadarını bilemeyiz ama planın Netanyahu hükümetinin bilgisi dahilinde yürütüldüğüne yönelik işaretler ortaya çıkıyor zaman içinde.
Örneğin, İsrail’in Washington Büyükelçisi Ron Dermer, “Eğer bir kişinin öldürülmesine öfkelenirsek, 500 bin kişinin öldürülmesine 500 bin kez öfkelenmemiz gerekir” diyor.
*
Büyükelçinin bir kişi dediği Cemal Kaşıkçı… 500 bin kişi dediğiyse iç savaşta ölen Suriyeliler… 500 bin kişiyi kim öldürmüş olabilir? İsrailli Büyükelçi “Esad” diyor.
İsrail’in ve ABD koalisyonunun hava saldırılarında ölenleri, başta IŞİD olmak üzere terör örgütlerinin öldürdüğü insanları saymazsak bu kıyımdan tek başına Esad’ı sorumlu tutmanın mantığı olabilir.
Ama gerçek bunun tersini gösteriyor. Bir örnek istenirse Rakka’yı kimlerin yakıp yıktığını bilmek yeterlidir: Havadan Amerikan bombardımanı, karadan PKK/YPG saldırıları…
Ama zaten tüm dünya Suriye’de kimin ne yaptığını öğrendi artık.
İsrail’deki Netanyahu hükümetinin ne mal olduğu belli. Kimse onun söylediğine inanmıyor.
*
İsrail’in Washington Büyükelçisi atıp tutuyor; “Türkiye ve Katar, Suudi Arabistan’ın ABD’yle olan ilişkisini bozmaya çalışıyorlar” diyor.
Adamlar, Cemal Kaşıkçı’yı kendi konsolosluk binalarında kendilerinin öldürdüğünü itiraf ettiler mi, etmediler mi? Ettiler.
Cesedi de ortadan kaldırarak her şeyi gizlemeye çalıştılar mı? Çalıştılar.
Ama sonunda Türk polisinin ve istihbaratının elde ettiği bilgi ve bulgular karşısında hunharca işledikleri cinayeti itiraf etmek zorunda kaldılar mı? Kaldılar.
Ve belli oluyor ki, bunu yaparken de “ABD ve İsrail’le stratejik ilişkilerimiz etkilenir mi, etkilenmez mi?” diye hiç düşünmemişler.
*
Büyükelçi Ron Dermer Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a yüklenmesinler diye ABD’ye bir de akıl vermeye kalkıyor: ABD’nin Riyad’la stratejik ilişkisini bozmaması konusunda dikkatli olmasını istiyor.
Neden? Çünkü İran’dan korkuyor.
İran’dan korkan İsrail’in önce ciddi olması gerekir.
En basitinden, ABD’nin başkentine sözünü bilen bir diplomatı büyükelçi olarak göndermelidir.
Büyükelçi bir katili, bir caniyi savunuyor, Amerika Birleşik Devletleri’nden de savunmasını istiyor.
*
İsrail, Trump yönetimiyle içli dışlı. Büyükelçinin ABD’nin Ortadoğu politikasına yön vermeye çalışması, buna cesaret edebilmesi, bu yüzden olmalı.
İyi de ABD’de bugün yapılacak ara seçimlerde Demokratlar kazanır, Cumhuriyetçiler kaybederse Netanyahu hükümetinin durumu ne olur? Hele Riyad’da Prens Selman ne yapar?
Son dönemlerde ABD’de ara seçimler, bu kadar önemli hale gelmiş miydi acaba?
S-300’ler Netanyahu’yu korkuttu
Rus uçağının düşürülmesinin ardından Suriye’ye yerleştirilen S-300 füzeleri İsrail savaş uçaklarının saldırılarını bıçak gibi kesti. İsrail uçakları, o günden bu yana ne Golan Tepeleri’nden ne de Lübnan üzerinden hava sahası ihlalinde bulundu.
Rusya şimdiye kadar Suriye’ye 49 adet S-300 füze savunma sistemi sevkıyatı yaptı. Bu arada Rus askeri uzmanlarının Lazkiye ve Hama’da Suriye ordusuna S-300’lerin kullanımı konusunda eğitim vermeye devam ettiği bildirildi.
İsrail jetleri, Rus İl-20 uçağının düşmesine neden olmuşlardı. Uçaktaki 15 Rus mürettebat yaşamını yitirmişti.