Malum, İsrail dünya üzerinde suikast yoluyla adam öldürmede bir numaradır.
Yıllar boyunca özellikle Filistinli örgüt liderleri ve savaşçılar evlerinde, otel odalarında, arabalarında suikasta uğrayıp yok olup gittiler.
Ama asıl ilginç olan İsrail kamuoyunun çoğunlukla suikastlara destek vermesidir.
İsrail’in bugün faşist politikacılarla yönetilmesinin nedeni de budur.
Örneğin, Başbakan Netanyahu ve kabinesindeki bakanlar, “Filistin terörizmine” tepki diyerek, İsrail’in faşist yüzünü göstermeye devam ediyorlar.
*
Suudi Arabistan’ın gazeteci Cemal Kaşıkçı infazı da bir suikasttır. Planlama olarak, akıllı insanların işi olduğu anlaşılıyor.
Bu kadar ayrıntılı bir planı Veliaht Prens’in adamlarının hazırlaması tabii ki, mümkün görünmüyor. Daha sonra yaşananlar da bunu kanıtlıyor aslında. Her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırmalarının nedeni budur.
Uygulaması Washington’dan başlatılan plan, İstanbul’da Türk istihbaratına ve polisine takılmasa tam not alabilirdi.
*
Ama beceremedi Suudiler. O günleri anımsayalım, İsrail çok öfkelenmişti, beceremediler diye.
Ve işte o zaman aynı İsrail gibi Suudi yönetiminin faşist yüzü de dünya aynasında görüntülenmiş oldu.
Benzerlikleri, ikisinin de ABD tarafından şımartılması ve bu yüzden de pervasız olmaları.
İkisi de Trump ailesine güvenerek bölgede önlerine gelene “zart zurt” ediyor.
Çekin arkalarındaki ABD yönetimini geride kolayca silinip gidecek iki faşist yüz kalır.
*
Eskiden Şaron vardı. Bir numaralı zalimdi.
Bugün de Şaron’a özenen Netanyahu var.
Filistinlilerin ahı tutmayagörsün, onun sonu da Şaron’dan beter olur.
İsrail, Şam’a füzeyle saldırırken yolcu uçaklarına tehdit oluşturmasına aldırmıyorsa başına gelecekleri düşünmelidir.
Artık Rusya var, Astana ittifakı kuruldu…
Ve İsrail’in kabadayılık dönemi sona erdi.
Ancak Tel Aviv bunun farkında değil.
*
Böyle durumlarda algılaması yetersiz olana zorla fark ettirirler.
Tabii önce bir uyarı verilir, örneğin derler ki, Suriye’ye yönelik bu hava saldırıları ve saldırıların düzenleniş tarzı Moskova’yı endişelendiriyor.
Bunu söyledikten sonra devamını pek getirmezler.
İsterler ki, İsrail anlasın artık.
Anlamazsa ya da anlamamazlıktan gelirse, kendi bilir.
*
Suriye 2011’den bu yana Amerika, Suudi Arabistan, İsrail, Fransa, İngiltere ve başta IŞİD olmak üzere çok sayıdaki terör örgütüne karşı mücadele vere vere nihayet belini doğrultmaya başladı.
Arap ülkeleri de birer birer ilişkiye geçiyor. Hatta yatırıma gelenler de var.
İsrail kimsenin umurunda bile değil.
*
Tel Aviv, İran’dan, Hizbullah’tan endişe ediyorsa öncelikle yapması gerekenin derin bir özeleştiri olduğunu kabul etmelidir.
Ortadoğu’da Filistin gerçeği yokmuş gibi davranarak hiçbir yere varamayacağını artık görmelidir.