İsrail Askeri İstihbarat Servisi Başkanı General Herzl Halevy diyor ki, “Arap Baharı sürecinde yaşanan gelişmeler bizim çıkarlarımıza uygundu. Kimi zaman tedirgin olmakla birlikte genelde bize yaradı.”
Evet, Kuzey Afrika’da, Mısır’da, özellikle en son Suriye’de patlayan iç savaşlarla en başta İsrail’in ekmeğine yağ sürüldüğü herkesin kabul ettiği bir gerçek.
İlginç olan, bu durumun, İsrail askeri istihbaratının başındaki general tarafından dile getirilmesi.
Herzl Halevy’nin söylemediği, Tel Aviv’in Arap Baharı’nın oluşturulmasında ve ülkelerin karıştırılmasında üstlendiği rol. Örnekse, teröristlere yapılan silah yardımı…
Bugüne değin, Suriye ordusunun düzenlediği operasyonların çoğunda teröristlerin üzerinde İsrail silahları ele geçirildi.
Daha iki gün önce cephane yüklü bir araçta İsrail yapımı bombalar bulundu.
Peki, İsrail’le işbirliği yapan “Pragmatik Sünniler” kimlermiş?
İsrailli General işbirlikçi Arap ülkelerinden sadece Suudi Arabistan’ın adını veriyor.
Ne ki, diğerlerinin Körfez ülkeleri olduğunu tahmin etmek zor değil.
Halevy, İran’ı işaret ederek, “Bazı pragmatik Sünni ülkelerin çıkarları şu an bizim çıkarlarımıza yaklaşıyor. Bu, ilginç bir gelişme ve bunda birçok fırsat var” diye konuşuyor.
Örneğin o fırsatlardan biri İran’ı Ortadoğu’dan uzaklaştırmak…
Diğeri, İsrail’in bölgede güçlü, saldırgan, öngörülemez ve yetenekli görüntüsünü korumak…
Ve de Filistin’e yönelik egemenlik savaşında geri adım atmamak olabilir.
Rusya’nın daha güçlü bir jeste ihtiyacı var
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e mektup göndermesi, dünyada geniş yankı uyandırdı.
Tabii konu her iki taraf için de bir itibar sorunu haline gelmiş durumda.
Ankara da, Moskova da, itibar kaybına uğramadan ilişkilerin düzeltilmesi konusunda arayış içinde…
Rusya Dış İlişkiler ve Savunma Politikaları Konseyi Başkanı Fyodor Lukyanov’un DW’ye yaptığı değerlendirme şöyle:
“Mektubun gönderilmesi, Türkiye’nin ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açmak ve Rusya ile ilişkileri normalleştirmek istediğinin işareti.
Ancak Rusya açısından ilişkilerin normale döndürülmesi için bu yeterli değil. Kremlin, Türkiye’den özür ve maddi tazminat istediğini defalarca bildirdi.
Rusya’yla Türkiye, ortaklığı yeniden başlatmak için spesifik detaylar üzerinde gayri resmi olarak görüşüyor olabilirler.
Ancak sonuçta Rusya’nın daha ciddi bir jeste ihtiyacı var.”
Lukyanov’un, Kremlin’in yanıtı konusundaki yorumunu da ekleyelim:
“Dimitri Peskov [Kremlin sözcüsü], Rusya’nın Türkiye ile ilişkilerin kopmasından üzüntü duyduğunu söylüyorsa, bu, [Moskova’nın] ilişkileri düzeltme konusunu tartışmaya hazır olduğuna yönelik açık bir işarettir.”