Türkiye’nin, Suriye sınırındaki askeri hazırlıklarının yoğunluk kazanması üzerine önce devreye ABD Dışişleri Bakanlığı girdi. Bakanlık Sözcüsü John Kirby hafta ortasında düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin sınıra yönelik endişelerini anlamakla birlikte Suriye’de tampon bölgeye ihtiyaç duyulmadığını söyledi.

Ama Washington, Kirby’nin açıklamasını yeterli görmemiş olmalı ki, onun ardından devreye Ankara Büyükelçisi John Bass’i soktu. John Bass, ABD’nin Bağımsızlık Günü resepsiyonunda John Kirby’nin açıklamasına tamamlayıcı nitelikte eklemeler yaptı.

*

Örneğin Kirby, ABD’nin Suriye’nin kuzey batısındaki PYD’ye bakışına değinmemişti; Bass bunu Ankara’da açıklığa kavuşturdu.

Büyükelçinin söylediklerine göre Washington PYD’yi Suriye’nin kuzeyinde IŞİD’e karşı müttefik bir güç olarak görüyordu. Ve bu açıdan PYD’ye güveniyor ve inanıyordu.

Büyükelçi Bass, bu arada, Suriye’nin toprak bütünlüğü korunan, demokratik ve birlik halinde yaşanan bir ülke haline getirilmesi konusundaki beklentilerin PYD’ye gayet net bir şekilde iletildiğini de bildirdi. Yani ABD, Suriye’nin bölünüp parçalanmasını, üç devlete ayrılmasını istemiyordu. John Bass, bu sözlerle Türkiye’ye güven vermeye çabalıyor gibiydi.

*

Ama öte yandan Bass, IŞİD’in Türkiye üzerinden kaçakçılık yaparak yaşadığı finansal sorunları çözmeye çalıştığını da ileri sürdü. Bunu da Washington’dan Ankara’ya gönderilmiş bir mesaj olarak algılamak gerekecekti. Amerika’nın Sesi, Büyükelçi’nin açıklamalarını “IŞİD, Türkiye üzerinden kaçakçılık yapıyor” başlığıyla yayına koymuştu.

Evet, bu bir eleştiriydi, belki ABD’nin öfkesinin dışa vurumuydu. Her neyse… Ama önemli olan IŞİD’le mücadeleydi, IŞİD’in zayıflatılması ve giderek etkisiz hale getirilmesiydi. Bölgede IŞİD’e karşı geniş bir cephe oluşturulmasıydı.

*

Rusya da aynı şekilde düşünüyordu. Devlet Başkanı Vladimir Putin daha geçen gün bölgedeki devletleri, tüm olanaklarını IŞİD’e karşı seferber etmeye çağırmıştı.

Dün de Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye, Irak, İran, Suudi Arabistan gibi bölge ülkelerinin de IŞİD’e karşı koalisyona katılmaları gerektiğini bildirdi.

Bu konuda kimseye bir plan dayatılamayacağını belirten Lavrov, “Sadece, bölgedeki bazı devletler arasındaki mevcut çelişkiler, ana hedef olan terörle mücadelede dikkatleri dağıtmamalı, diyoruz. Bu çelişkiler bekleyebilir, bunlar öncelikli değildir…” diye konuştu.

Görünen o ki, IŞİD’le mücadelede yeni bir aşamaya geçiliyor.

Bu aşamanın temel özelliği…

Tüm etnik, dinsel ve mezhepsel gruplara eşit haklar sağlayan bağımsız bir Suriye için…

Birbirine düşmanlık edenlerin bile bir araya gelmesi olacak…

 

Suriye nüfusunda büyük düşüş

 

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç’in verdiği bilgiye göre, çatışmalar öncesinde 22 milyon nüfusa sahip olan Suriye’de, 8 milyon kişi yerinden yurdundan edildi. Şu anda 2 milyonu Türkiye’de olmak üzere 4 milyon Suriyeli ülke dışında yaşıyor.

Sözcü Bilgiç, Türkiye’deki Suriyelilerin 260 bininin kamplarda yaşadığını, bu insanların ihtiyaçlarının karşılanması için de bugüne kadar 5,6 milyar dolar harcandığını bildirdi. Bilgiç, harcanan bu miktar içinde uluslararası toplumun sağladığı desteğin ise sadece 390 milyon dolar olduğunu kaydetti.