Suriye’de IŞİD’le mücadele konusunda ABD ile Rusya arasında ağız dalaşı devam ediyor. Her iki taraf da birbirlerini IŞİD’i vurmamakla suçluyorlar.
Bir gün biri, ertesi gün diğeri “Sen vurmuyorsun… Hayır, asıl sen vurmuyorsun…” diyerek karşılıklı atışıp duruyorlar.
Sonuncusu aynı güne denk geldi…
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby, cuma günkü basına bilgi toplantısında Rusya’nın hava saldırılarının büyük bir çoğunluğunun, IŞİD yerine Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a muhalif grupları hedef aldığını öne sürdü.
Kirby’nin bu açıklamayı yaptığı saatlerde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Akdeniz Diyalogları Forumu’na katılmak için İtalya’da bulunuyordu.
Konferans konuşması Lavrov’a Washington’a yanıt vermek için fırsat oldu ve ABD öncülüğündeki koalisyonun IŞİD’le sözde mücadele ederken Suriye ordusunu zayıflatmaya yönelik saldırılar düzenlediğini iddia etti.
Aslında iki tarafın söyledikleri de doğruydu.
ABD’nin Suriye’de IŞİD’e yönelik hava operasyonları düzenlemeye başlamasıyla birlikte Suriye ordusu cephelerden geri çekilmek zorunda kalıyor ve gittikçe zayıflıyordu.
Sonra Rusya geldi ve o da IŞİD’i bombalamaya başladı. Ama bir şey daha yaptı, ÖSO ve diğer silahlı muhalif gruplara da operasyon düzenledi. İşte o zaman Suriye ordusu da toparlandı, yeniden güçlendi ve IŞİD’in elindeki kentleri ve kasabaları birer birer geri almaya başladı.
Irak fiilen bölünmüş, haberimiz olmamış
Her geçen gün Irak’ın bölünmesine yönelik iddialar daha çok yazılıyor, daha çok konuşuluyor.
İşaretler de giderek çoğalıyor.
İşte en son ABD’nin Kuzey Irak’a doğrudan silah göndermesine yetki veren komisyon kararı… Irak’ın toprak bütünlüğü ve egemenliği resmen hiçe sayılıyor.
Washington, Barzani’nin peşmerge ordusunu modern silahlarla donatacak.
Bunu yaparken de Bağdat’ta merkezi yönetim var mı, yok mu, egemenlikti, toprak bütünlüğüydü hiç umursamayacak.
Öyle anlaşılıyor ki, Irak’ı fiilen bölmüşler de kimsenin haberi olmamış. Şimdi kafalara dank ediyor, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu kararının açıklanmasıyla…
Ama sadece o değil, başka işaretler de var.
Örneğin, Barzani’nin bölgede bayağı bir devlet lideri gibi dolaşıyor olması… Ayrıca, Suudi Arabistan’ın Erbil’de konsolosluk açmayı kararlaştırması ve Barzani yönetimine 8 milyar dolarlık finansal yardımda bulunmasına ilişkin iddialar…
Öyle anlaşılıyor ki, cetveli yine ellerine almışlar ve Irak’ı üçe bölüyorlar.
Ama bu bölüp parçalama işi Irak’la kalmaz.
Tüm Ortadoğu yangın yerine döner…
Trump’a eleştiri var ama destek de var
“Müslümanların ülkeye girişini yasaklayalım” demişti Donald Trump. Öyle dediği için de Cumhuriyetçi Parti’deki ABD başkanlığı aday adaylık yarışında şansının azalacağı düşünülmüştü.
Ama tam tersi oldu: Kullandığı nefret söylemi nedeniyle tüm dünyada eleştirilen ve büyük tepki alan Trump’ın Müslümanlarla ilgili önerisine ABD içinden destek geldi.
Amerika’nın Sesi’ndeki habere göre, NBC ve WSJ anketlerinde halkın yüzde 25’inin Trump’ın düşüncesine katıldığı ortaya çıktı. Cumhuriyetçi Parti seçmenleri arasındaysa bu oranın yüzde 42’ye yükseldiği görüldü.
Anketlerde ayrıca Amerika’da halkın yüzde 59’unun Müslümanlarla ilgili görüşlerinin olumlu olduğu, olumsuz düşünenlerin oranının da yüzde 29’da kaldığı belirlendi.